Mor menekşe... Nüzhet'in vazgeçilmez menekşe tutkusu. "Öldüğümde mezarımın üzerine menekşeler ekin..." demişti. "Renk renk menekşeler."
Hayır, öyle duygusal biri değildi. Melodramdan hoşlanmaz, arabesk muhabbetlerden nefret ederdi. Sahiden mezarının üzerinde menekşeler istiyordu. Üstelik bunu söylerken hiç kederli de değildi, son derece doğal bir tavırla söylemişti bu isteğini. O zaman saçma gelmişti. Taze bir mezar, toprağın üzerinde menekşeler, altında Nüzhet... Hayır! Öldüğüne inanmadığımdan değil, onun ölümüne inanmanın nasıl bir şey olduğunu bilmediğimden. Nüzhet ve ölüm asla bir arada düşünülemezdi. Yeryüzünde, hayatı ondan daha çok seven birini tanımamıştım. Bunu bildiğim için "Mezarıma menekşeler ekin," dediğinde en küçük bir elem kırıntısı bile düşmemişti içime. Ne elem, ne bir burukluk... Ama şimdi, hiçbir zaman ölmeyeceğini düşündüğüm kadının cesedinin ardında böyle durmuş, onun olmadığı bir dünyada hayatın nasıl olacağını anlamaya çalışıyordum. Yanağımda bir sıcaklık hissettim. Nemli sıcaklık derimin üzerinde ince bir sızı bırakarak, dudağıma kadar ulaştı. Gözyaşımın tuzu belli belirsiz ağzıma yayılmaya başlarken...
Yer yer tarih,mitoloji bilgisi veren; güldüren, hüzünlendirden,güzel konusuyla merak uyandıran bir eser. Polisiye seviyorsanız ve arada bir de nefes aldırsın değişik temaları olsun katil de azıcık yaratıcı olsun diyorsanız Ahmet Ümit ilk duraklardan biridir. Bazen yavaş ilerlemesinden ötürü olaylardan kopabiliyorsunuz o yüzden çok ara vermeden okunması gerekir.Arkeoloji,tarihe ilginiz varsa zaten düşünmeden alın.
İstanbul HatırasıAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 201935,2bin okunma