Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bilemedim!
Bir polis memuru olarak sorguluyor,bir insan olarak yargiliyorum...Uzun zaman oldu gözümün yaşarmayali...Bugün 15 inde bir yabancı uyruklu çocuk getirdiler emniyete...Zihinsel engelinden dolayı çevreye rahatsızlık veriyormuş...Ailesi bence mahalle baskısına artık dayanamayıp ayağından zincirleyip evin içinde bir yaşam alanı oluşturmuşlar...Ortaya çıktı...Aile kendisini savunmadı...Olan ne ise olduğu gibi anlattı...Çocuk korumaya alındı,anne ve baba büyük ihtimalle deport edilecek...Evde başka çocuklar var mı bilmiyorum ama var olma ihtimali yüksek...Şimdi polis olarak durumu sorguluyorum,yasalar ne gerektiriyorsa onu uyguluyorum...Ama insan olarak yargiliyorum insanları...Toplumsal aidiyet duygumuz kötülük yapanların kirlerini tertemiz insanlara da bulaştırıyor... Çocuğa mi üzüleyim,ailesine mi üzüleyim yoksa geride kalacak anne babasız hayata tutunmaya çalışacak çocuklara mi??? Bilemedim!
198 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Ergen Deyip Geçmeyin
İngilizcenin en iyi 100 romanı arasında sayılan Çavdar Tarlasında Çocuklar romanı Amerikalı yazar J. D. Salinger tarafından yazılmış. 1945-46 yıllarında parçalar halinde yayımlanmış. Bir kitap olarak çıkması ise 1951 yılında olmuş. Orijinal adı The Catcher in the Rye. Toplam satışı 65 milyonu bulmuş kitap hala okunmaya devam ediyor. Türkçeye önce
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Çavdar Tarlasında ÇocuklarJ. D. Salinger · Yapı Kredi Yayınları · 202159,3bin okunma
Reklam
Birden fark ettim ki ne ben ne de başka birisi hiçbir yere ait değildi. Aidiyet bir kandırmacaydı küçük çocuklara anlatılan. Hiçbir yerde hiç kimse beklemiyordu beni.
Hikâyemize sahip çıkmamız zor olabilir ama bu, hayatlarımızı ondan kaçarak geçirmek kadar zor değildir. Kırılganlıklarımızı kucaklamamız tehlikelidir ama sevgi ve aidiyet ve keyiften –bizi en kırılgan yapan deneyimler- vazgeçmek kadar tehlikeli değildir. Ancak karanlığı araştıracak kadar cesur olduğumuzda, ışığımızın sınırsız gücünü keşfedeceğiz.
Görüldüğü üzere İslâmî dönemde hür bir kadının cariye olmasının yolları Câhiliye'ye göre azaltılmış; esir alınmak ve cariye bir anneden doğmakla sınırlandırılmıştır. Önceki dönemin aksine İslâmî dönemde herhangi bir hür kadının kaçırılarak, borca karşılık verilerek, para kazanmak amacıyla satılarak cariye haline getirilebileceğinin kabul edildiğini söylemek mümkün değildir. Cariye haline geldikten sonraysa sürekli aynı kişiye aidiyet söz konusu olmayıp hediye, hibe, satış gibi yollarla el değiştirebilmekteydiler. Tüm bunların temelinde yatan husus, onların ticarî bir mal hükmünde olmalarıdır. Bir insanın sahip olduğu diğer mallar için geçerli olan durumlar cariyeler için geçerlidir. Bunun en çarpıcı örneklerinden birini ticaret hukukundaki ayıplı mal hükümlerinin cariyeler için de uygulanması teşkil etmektedir. Her olguyu kendi dönem ve sosyal şartları içerisinde değerlendirmek gerektiğinden hareketle belirttiğimiz hususlar ancak bugünün değil gerçekleştiği dönemin şartlarıyla değerlendirilebilecek; savunma veya yermenin herhangi bir fayda sağlamadığı hususlardır.
Sayfa 59 - SELENGE YAYINLARIKitabı okudu
İnsan ne ister?
İnsan dünyayı keşfederken ve dünyaya dair merakını dindirirken, aslında kendini keşfeder. İstediğimiz her şeyi elde ettiğimizde değil, hala bir hayalimiz olabildiğinde mutluyuz. İnsan ait olmak ister. Bu aidiyet duygusu yaşadığı yere değildir; hayallerine, beklentilerine, beklediklerinedir... Bir işe yarayabildiğini hissettiğinde mutlu olur, en çok da başka insanların hayatlarına olumlu anlamda dokunabildiğinde. Ne zaman ki vaktimizi sıkıldıkça öldürmeyi değil, yavaşlayıp sakinleşip değerlendirmeyi öğreniriz, işte o zaman huzur gelir. Haz dediğimiz anlık ya da üç beş dakikalık gelip geçici bir duygudur. Mutluluk dediğimiz yaşarken hissetmediğimiz, çoğu zaman geçmişi gözden geçirirken ''aslında o vakitler ne kadar mutluydum'' diye bir anıya, bir ana dair yorum yaparken hissettiğimiz bir duygudur. Ama huzur, insanın buldu mu içindeki sükuneti sağlayan, çehresine bir tebessüm olarak yansıyan, insanın yaşadığı her anı bir zevke dönüştüren bir duygudur. Bu yüzden insan huzurun peşinden gitmelidir, hazzın ya da mutluluğun değil. Nasıl huzurlu olabileceğini keşfedebilirse şayet, mutluluk ve haz da bununla birlikte gelecektir. Herkesin hayatı biriciktir, kişiliği ve hayattan bekledikleri başkadır. Birinin mutluluğu diğerinin hayalidir. Ama şunu unutmamak gerek, sahip olunca mutlu oluruz zannettiğimiz şeyler o gün geldiğinde mutluluk vermeyebilir. Bu yüzden insan az ile yetinmeyi bilirken, daha çoğu için çabalamaya devam etmelidir. Her daim varacağımız yer değil, yolda kalmamızdır bu hayatı yaşanılır kılan. Varacağımız yer eninde sonunda ölümdür. İyiliğimizle toprağın altına gidebilenlerden olalım.
Reklam
🎀 Neye ihtiyacım olduğunu biliyorum. Huzur, dinginlik ve aidiyet. Güneşli bir havada yemyeşil ağaçların arasında hiçbir yere yetişme kaygısı taşımadan ve güvende olduğumu bilerek yürüyormuşum gibi.
Zygmunt Bauman, henüz aramızdan ayrılmadan yazdığı bu kitapta, işini gücünü, kapıyı çalmak üzere olan ölümü boş verip bizi uyarmayı görev biliyor. Şunları söylüyor: Kamusal insan çökmüştür. Politik kategorileri psikolojik kategorilere indirgeyen bir mahremiyet ideolojisi yükselmektedir. Bir yanda özgürlük ihtiyacı diğer yanda aidiyet açlığı; bir yanda yalnızlık diğer yanda topluluğun içinde erime korkusu... “Senin hayatın, senin seçimlerin, senin kimliğinin parçası...” insana dair en çok duyduğumuz sözlerdendir. Herkes kendi kimliğine yakın olanları “biz” olarak niteleyip, onları kardeşleri olarak görürken diğerlerini dışlıyor. Hiç tanımadığı insanların hayali cemaatine üye olduğuna inanıyor insanlar. Yalnızlıktan kurtulabilmek için küçük pohpohlamalar, yakınlaşmalar, hayali cemaatine mümkün olduğunca kendisi hakkında ifşaatta bulunma, herkes gibi olmaya çalışmaktan başka bir yol kalmıyor.
125 syf.
·
Puan vermedi
Kitap "Sevmek bir sanat mıdır?" Sorusu ile başlıyor. Yazar Eric Fromm kitabı "Sevgi kuramı" ve "sevginin uygulanması" olarak temelde iki kısımda inceliyor. Sevgiyi Sigmund Freud'dan farklı olarak inceliyor. Ayrıca kitapta Sigmund Freud'un sevgiyi cinsellik ile ilişkilendirmesini de eleştiriyor. Yazar
Sevme Sanatı
Sevme SanatıErich Fromm · Payel Yayınları · 199518,6bin okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.