Ölümü bilen, fâni lezzetlere; âhiret yolcusu olduğunu bilen de dünya misâfirhanesindeki oyuncaklara aldanmaz, onlarla oyalanıp vakit kaybetmez
İmam Şâfî Hazretleri'nin ifâdesiyle:
"Kervanların, yolculuk esnâsında ev inşâ etmeleri akıl kârı mıdır? "
Erkekler belki mühendis, belki doktor, belki avukat veya muallim olmuşlardı, fakat bunu bir fikir ihtiyacı olarak değil, iyi karnını doyurmak, iyi giyinmek, güzel karı alabilmek için yapmışlardı. Yani dimağ gibi en asil bir uzuvlarını midelerine ve tenasül cihazlarına uşak olarak kullanıyorlardı. Yalnız ekmek parası düşünen ve asıl vazifelerini, tefekkür kabiliyetlerini tamamıyla unutarak basit birer makine haline giren bu kafalarda akıl, saf ve maddiyatın dışına çıkabilmiş akıl, artık lüzumsuz bir şeydi.
Yıllanmış karı-kocaların arasında yalnızca onların bildiği, dışarıdan bakan birinin asla akıl erdiremeyeceği bir zamanlama söz konusudur ya, o zamanlama uyarınca işte.