Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
94 syf.
·
Puan vermedi
Evet beşer, Kamer'deki hali anlamak için ne kadar merak eder ki: Biri gidip, dönüp haber verse. Hem ne kadar fedakârlık gösterir. Eğer anlasa, ne kadar hayret ve meraka düşer. Halbuki Kamer, öyle bir Mâlik-ül Mülk'ün memleketinde geziyor ki: Kamer, bir sinek gibi Küre-i Arz'ın etrafında pervaz eder. Küre-i Arz, pervane gibi Şems'in etrafında uçar. Şems, binler lâmbalar içinde bir lâmbadır ki; o Mâlik-ül Mülk-ü Zülcelal'in bir misafirhanesinde mumdarlık eder.
(Mirac ve Şakk-ı Kamer 57.sh - Risale-i Nur)
Zât-ı Ahmediye (A.S.M.) öyle bir Zât-ı Zülcelal'in şuunatını ve acaib-i san'atını ve âlem-i bekada hazain-i rahmetini görmüş, gelmiş, beşere söylemiş. İşte beşer, bu zâtı kemal-i merak ve hayret ve muhabbetle dinlemezse, ne kadar hilaf-ı akıl ve hikmetle hareket ettiğini anlarsın.
Said Nursi
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Sen hiç uyanma Mozart, zamanların en kötüsü bu çağ
2007’de New York’da sosyal bir deney yapılır. Metro istasyonunda bir keman virtüözü kemanını eline alır ve çalmaya başlar. Önünden bine yakın insan geçer. Bach’tan Schubert’ten ünlü parçalar çalar. Toplamda sadece altı kişi durup müziği dinlemiş, yirmi kişi de para bırakmıştır. 32 dolarla metrodan ayrılan müzisyen, dünyaca ünlü keman virtüözü
Üzerinde uzun zamandır durduğum bir düşünce vardır ki, her yeni kitaba geçişimde zihnimi kuşatmaya devam eder. Özellikle Batı veya yeni başladığım Türk klasiklerinde kendini gösterir bu durum. Onlarca yıl hatta asır öncesinde insanlar düşündükleri, düşünmek istedikleri veyahutta hissettikleri bir olay karşısında, özellikle bir insan karşısında
BİR KİMSE ARIYORSA, GÖZÜ ARADIĞI ŞEYDEN BAŞKASINI GÖRMEZ, ÇOKLUK, BİR TÜRLÜ BULMAYI BECEREMEZ, DIŞARDAN HİÇBİR ŞEYİ ALIP KENDİ İÇİNE AKTARAMAZ, ÇÜNKÜ AKLI FİKRİ ARADIĞI ŞEYDEDİR HEP, ÇÜNKÜ BİR AMACI VARDIR, ÇÜNKÜ BU AMACIN BÜYÜSÜNE KAPILMIŞTIR.
Dermân arardım derdime, derdim bana derman imiş
Bürhân sorardım aslıma, aslım bana bürhân imiş
Nefs-i
Handan
Refik Cemal'in Server'e yazdığı mektuplarla başlıyor hikaye. Refik Cemal Nerimanla evlenmek üzeredir, sohbetlerinde Handan'dan bahsederler kocasının olduğunu gençliğinde Nazım adlı sosyalist birisini sevdiğini söyler ve mektuplarla bu aşkın nasıl olduğunu öğreniriz. Nazım Handan'ın hocasıdır. Nazım bir gün Handan'dan onunla evlenmesini ister. Handan Hüsnü Paşayla evlenir ve Nazım kendini asar. Hüsnü Paşa Handan'ı aldatmaktadır bunu bilse de evliliğini devam ettirir. Ta ki Hüsnü Paşa Handan'ı bırakana kadar.
Refik Cemal ise Handan'ı başta sevmese de Neriman hatırna ona katlanır. Sonrasında çocuğu olur ve Handan'la ilgilenirler Neriman'a yardım etmek için. İkisi de birbirine aşık olur fakat bunun olmaması gerektiği için günlük hayatlarına devam ederler. Handan hastalanır onu iyi etmeye uğraşırlar ve Refik Cemal onunla ilgilenir. Aklı başına geldiğinde ise Handan, Refik Cemal'e aşık olduğunu hatırlar ve kahrından ölür.
En sevdiğim kısım hikayenin başıydı. Olayların nasıl şekil alacağı merak ettirdi fakat güzel bir kurgu sonlara doğru garipleşmeye başladı. Aniden Handan'ın hastalanması ve o süreç...
Sevmediğim kısımlarsa gereksiz ayrıntılara girilmesiydi olaydan birazcık kopardı.
Otuz Beş Yaş
Ölüm üzerine düşünmeyi sevenler ve ölümün kaç farklı noktadan ele alınabileceğini sorgulayan, merak edenler varsa bu şiir kitabı kendilerine tavsiyemdir. Konuşma diline yakın bir üslupla yazılmış şiirlerden oluşan, anlaşılır dilde gayet kolay okunan bir şiir kitabı, Otuz Beş Yaş.
Cahit Sıtkı Tarancı, o kadar fazla ölüm üzerine düşünen bir şair ki
