- Hoşnutluk ve bunaklık aynı şeydir. Arzuların kalmadıkça bunarsın.
..
- Aklında iyi tut, hiçbir şey arzulamamanın iki biçimi vardır: istediğine sahip olmak veya olamamaktan dolayı cesareti kırılmış olmak.
Sayfa 100 - Altıkırkbeş Yayınları, 1. baskı, Çev. Ayça SezenKitabı okudu
Çek silahını vur beni.Yoksa ben seni vuracağım.Seni onlara bırakamam.Onların seni liğme liğme etmelerine, seni parçalara ayırmalarına, yutup sindirmelerine, kendilerine benzetmelerine kesinlikle dayanamam, katlanamam.Seninle kankardeş olmak için deldiğim parmağımdan kan sızıyor hala, aklında olsun!
kaç kişi
Olduğu kişiyi sevmekte kaç kişi iyi?
Kaç kişiyi tamir edip, kendimizi bozduk?
Dışarıda kaç kişiydik eve dönünce kaç kişi olduk?
Aklında kaç kişi var? Kafanda kaç kişinin sesi?
Kaçımız kaçıyor? Kaç kişi uzaklara doğru? Kaç kişi kendine?
Kaç kişi hissetmeyi unuttu? Kaç kişi hissetmeyi bıraktı?
Birine ihtiyacın olduğunda kendin haricinde kaç kişi geldi?
Kendimiz için kim olduk ve kendimiz olmak için daha kaç kişi olmamız gerekiyor?
~ Can Güventürk
"Ancak ilk ders dışarıda alınmalıdır, aklında tut. Dışsal düzlemdeki kadını, onun tüm zenginlikleriyle, tüm tatlı yanlarıyla ve acı taraflarıyla tanımadığın sürece; dışarıdaki erkeği, onun tüm güzellikleriyle ve onun tüm çirkinlikleriyle tanımadığın sürece içsel boyutlara yönelmeyeceksin. Yin ve Yang'ın Shiva ile Shakti'nin içeride buluşmasına izin vermeyeceksin."
Kör bir adam binadan çıkmak isterse aklında binbir düşünce belirir: Nasıl çıkmalıdır? Hangi kapıdan geçmelidir? Nasıl kalkmalıdır? Kime sormalıdır?
Ama gözleri olan biri çıkmak isterse sadece kalkıp dışarı yürür. İçinde, bunu nasıl yapması gerektiğine dair hiçbir düşünce hareketi yoktur. Kapıyı görebiliyordur, bu yüzden de öylece kalkıp dışarı çıkar.
Düşünebilme yetisi, görebilme yetisidir. Yaşamında bir kez düşünme gerçekleşti mi görmeye başlarsın.
Ama düşünce topluluğuna sahip olmak sana görme yetisi vermez. Tam tersine görme yetin düşünce topluluğunun arasına saklanır; gizlenmiştir.
Düşünme, yaşamın sorunlarına ilişkin olarak bilincinin uyanması, yaşamın sorunlarını çözümün, bilincinden dolması demektir.
Yaşam senin karşına SORULAR koyunca, ödünç alınmış cevapların olmamalı; senin kendi cevaplarını ortaya çıkmalıdır.
SORUNLAR bizimdir ama çözümler başkaları tarafından verilmiştir bu yüzden de asla birbirleriyle uyum içinde değildir.
Sayfa 80 - Omega YayıneviKitabı okudu
Oradan kaçmakla, bütün bunlardan kurtulamayacağını biliyorsun öte yandan. Durdun. Ona dönüp yanına yaklaşmasını bekledin. Ağır ve utangaç adımlarla yanına yaklaştı. Yanına yaklaşınca yüzüne bakacak cesareti kaybetti. Konuşmak için doğru kelimeler arar gibi sağa sola bakındı. Doğru kelimeler içindeydi ama buna takati olmadığından sağa sola çeviriyordu yüzünü. Bir an oradan çekip gideceğini hissettin. Ondan hızlı davranıp cesaret verici bir tebessümle sordun:
"Bana ne söyleyeceksin?"
Ona zarar vermeyeceğinden emin olmak istermiş gibi son bir kez yüzüne baktı. Yanlış bir şey yapmadığından emin olmak ister gibi.
Sonra yer altından konuşur gibi çıktı sesi, karanlık bir kuyunun dibinden seslenir gibiydi; kaygılı, bıkkın, boğuk, ümitsiz. Epeyce bir zamandır kaybolmuş da bulunmak ister gibi, bir kişi bile fark etse varoluşu yeniden anlam kazanacak gibi bir kalp sızısıyla, kısacık bir şey söyledi ve cevabını bile duymayı beklemeden hızlıca yanından uzaklaştı.
"Beni aklında tutar mısın?"
Sayfa 53Kitabı okudu
"Her an iyilik timsali olmaktan bıkmıştı artık. İtin teki olmak istiyordu. Bela yaratmak filan istiyordu işte ama aklında hâlâ cennete gitmek de vardı."
Sayfa 260 - Mental sağlıkKitabı okudu
Günlerinin birbirine benziyor oluşu yerinde saydığını göstermez. Dinlenmek isteyişin güçsüzsün diye değil. Daha sık yalnız kalmak isteyişin, sevdiklerini artık daha az sevdiğin için değil. Büyük başarılar, büyük mutluluklar anlamına gelmez. Hayatın zor dönemlerinden de muhteşem hikâyeler çıkar. Hayallerin boşa çıksa da çok mutlu olabilirsin. Huzuru yakalamak için tek bir doğru, tek bir yön yoktur. Hayatına bildiğin yoldan anlam kat. Bu dünyaya başkalarının huzuru için kendi huzursuzluğunu görmezden gelmek, zengin olmak için kendini hırpalamak, kendini birilerine ispat etmek, hastalanmak ve mutsuzca yaşlanmak için gelmedin. Bu dünyaya özünde, aşkı, sevgiyi, derin hisleri, doğayı, içgüdülerini sonuna kadar tecrübe etmeye geldin, bunu aklında tut ve herhangi bir anda yetersizmişsin gibi hissettiğinde lütfen hatırla çünkü hayatın ne yöne giderse gitsin senin değerin değişmeyecek.
