Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir yazar büyük ölçüde okunmak için yazar (tersini söyleyenlere hayran olalım ama inanmayalım). Gene de, yazar, bizde, gittikçe artan bir biçimde, okunmamaktan başka bir şey olmayan şu son kutsanmayı elde etmek için yazıyor. Gerçekten de, çok satışlı basınımızda çarpıcı bir yazının konusunu sağlayabildikten sonra, adını bilip hakkında yazılacakları okumakla yetinerek kendisini hiçbir zaman okumayacak olan çok sayıda insan tarafından tanınmayı iyice güvenceye almış demektir. Bundan böyle olduğu şey olarak değil, işi başından aşkın bir gazetecinin verdiği imgeye göre tanınmış (ve unutulmuş) olacaktır. Demek ki, yazın alanında bir ad edinmek için kitaplar yazmak zorunlu değil artık. Akşam basınının sözünü ettiği bir kitap yazmış diye bilinmek yeter, bundan böyle bunun üstüne yatabilirsiniz. İster büyük olsun, ister küçük, bu ün haksız kazanılmış bir ün olacaktır kuşkusuz. Ama ne yaparsınız? Bu rahatsızlığın iyi gelebileceğini düşünelim, daha iyi.
Sayfa 32 - CAN YayınlarıKitabı okudu
Basma bu eşikte benim kalbim var, Kalbim ki bir uzak hayale ağlar Kıskanç bir büyüdür bana uzletim Zalim arzularla tutuşan etim, Her akşam bir çarmıh olur ruhuma Ben de bilmem nasıl diner bu humma; Saatler işkence, günler celladım, Ne ben yalnızlığa bir lahza kandım. Ne de yalnızlığım benden usandı.
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
Bugün delirmek istedim.. Öylesine deliresim geldi ki.. Aklıma mukayyet olmalıydım, Akl-ı selim kaldım ama olmadı böyle. Delirmedim, deliremedim yani. Kahkahalar ata ata ağladım. Bunca ölüm.. Olağanca zulüm. Hah bir de kalbim. Bunca acı fazla.. Kördüğümleri çözmeliyken.. Her acıyı kördüğüm ettim. . Aklı selim kaldım da Ağladım kahkahalarla.. Aksi delirirdim. İsyanlardayım yine,, Hangi saç telim ağaracak yine.. Oysa ben devrimciydim.. Devrile devrile devirlerden geçiyordum. Günbatımında kuşlar hangi ruhların vedasında yine.. Ah akşam güneşinde kızıllıktır yine hüzün. Tam da şuramda söylenilmemiş sözler.. Kutlu bir doğumun suskunluğudur.. ..
1 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Merhaba, bugün sizlere Yamalı Yürekler kitabının yorumu ile geldim Sizlerle bugün Sivas'ın küçük bir kasabasına Zemheri'nin hikâyesine konuk oluyoruz Ama bu hikayede oldukça hüzün, acı var ki okurken sizlerin de yüreğine dokunacak.. Zemheri'nin babası Yağmur Bey'in gözünü para hırsı bürümüş olur olmadık işler peşine düşmüştür. Köylünün tarlasını bir şekilde ellerinden alıyor, sürekli define bulmak için uğraşıyordur. Bu sırada, köyün ağası konumundaki kişi Ferman Bey'in oğlu Erkan'ın Zemheri'ye aşık olması işleri biraz değiştirir. Yağmur Bey bu duruma pek razı olmasa da kendi çıkarı için kızını vermek durumunda kalır. Zemheri'nin ise bu evliliğe gönlü yoktur. O yüzden düğün olduğu akşam evden kaçar. Ama nereye? Hiç bilmediği yere doğru kaçmaya başlar. Onu bulan Hurdacı Ahmet ve karısı da evlerine alırlar. Kendi kızları gibi koruyup kollarlar. Hurdacı Ahmet'in düşüncesi ise biraz farklıdır tabii Bu olayın duyulması ile köylünün başına zaten bela olan Ferman Bey daha çok zulüm, işkence etmeye başlar köy halkına.. Peki ama bu zulüm son bulacak mı dersiniz? Asıl saklanan sır nasıl ortaya çıkacaktır? Siz de bu sırrı öğrenmek isterseniz bir şans verin derim Kitabın sonunda herkesin ettiğini bulması ise içinize bir su serpecek benden demesi Kitapla ve sevgiyle kalın
Yamalı Yürekler
Yamalı YüreklerAbdullah Küçükkaya · Morena Yayınevi · 20243 okunma
Beni anneanneme bırakıp davetli oldukları bir akşam yemeğine gidiyorlardı. Bıraktıkları yerde kaldım. Bazen ne uzun yemekmiş diye düşünüyorum, san­ki dönecekler de üç sene süren yemegi anlatacaklar, yiye yi­ye yüz elli kilo olmuş olacaklar Allah bilir. Kendini kandırmaca, en sevdigim oyun.
Tutkunun ardından katil ve kurban aynı masada akşam yemeği yer.
Reklam
Bu akşam senin kalecinim. Sana gelen tüm darbeleri engelleyeceğim.
Sayfa 149 - Juno YayıneviKitabı okudu
"Beni hayatta tutan Mekke'dir. Hepsi birbirine benzeyen günlere, raflara dizilmiş şu vazolara, igrenç bir aşevinde öğle-akşam yemek yemeye katlanacak gücü veriyor bana. Düşünü gerçekleştirmekten korkuyorum, çünkü o zaman yaşamak için bir sebebim olmayacak.”
Haydi abbas, vakit tamam; Akşam diyordun işte oldu akşam. Kur bakalım çilingir soframızı; Dinsin artık bu kalp ağrısı.
Sayfa 192Kitabı okudu
Zavallı küçüğüm! Seni bu kadar çok seven baban; senin beyaz ve güzel kokulu küçük boynuna öpücük konduran baban; sanki bir ipeğe dokunuyormuş gibi, saçlarının buklelerinde durmadan ellerini gezdiren; senin o yuvarlak güzelim yüzünü ellerinin içine alan; seni dizlerinin üstünde zıplatan ve akşam olduğunda da Tanrı'ya dua etmen için senin ellerini birleştiren baban! Peki, kim yapacak bütün bunları şimdi sana? Kim sevecek seni? Yaşıtın olan bütün çocukların babaları var, yalnızca seninki yok. Çocuğum, yılbaşlarından, bayram armağanlarından, güzel oyuncaklardan, şekerlerden ve öpücüklerden nasıl vazgeçeceksin? Zavallı yetimim benim, nasıl vazgeçeceksin içmekten ve yemekten?
Sayfa 117
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.