Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İdare gitti, maslahat elimizde kaldı
KELEBEK OK YAY ALMIŞ DAĞΑ ÇIKMIŞ ASLANLAR ÜRKÜTMÜŞ!.... 1889-1909 arasındaki on yılda, Ermeniler, büyük bölümü Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da: yirmi altısı 1895 yılında olmak üzere, 32 isyan ve olay çıkardılar. 1895 Ekim'indeki Trabzon isyanında hadiseler aşama aşama çığrından çıktı. Zamanın Trabzon Valisi, tedbirsizlik ve bölgedeki devlet güçlerinin zayıflığı sebebiyle, bir türlü önü alınamayan olayları defalarca İstanbul'daki hûkümete bildirdi: yardım talep etti. İstanbul'dan her defasında, "Durumu idare-i maslahat ediniz" telgrafını aldı. Hareket kontrol edilemez duruma gelince de. bunalmış olan vali gözünü karartıp, şu telgrafı İstanbul'a çekti: "İdare gitti, maslahat elimizde kaldı."
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Reklam
Dışarıyı izliyorum. Ara sıra geçen arabalar, sık sık geçen köpekler... Saat geçenin geçi. Bir ışık yanıyordu evlerin birinde, söndü. Hava biraz esiyor. Bir sigara almak için içeri girdim. Girmişken bir su aldım, içtim. Sigaramı da alıp döndüm balkona. Döndüğümde ışığı kapanan ev tekrar aydınlanmıştı. Perdeye bir gölge yansıyordu. Önüne doğru uzandı, bir şey aldı. Ağzına götürdü. Çakmağın sesini duydum, perde kapalı ama cam açıktı. Ben de aynı anda yaktım sigarayı. Gereksiz bir uyum sağlama çabasıyla içtim. O kalktı, ben onu izledim. Işık tekrar kapandı. Nedense birazdan açılacağından emindim. Şaşırmadım, yine geldi. Işığı açtı, aynı şeyleri tekrar etti. Ev sigara koktu diye bu defa balkon kapısına gitti. Kapıyı açtı, ışığı kapattı. Gitti. Sırt üstü yattı muhakkak. Tavanı izledi. Ama uyumadı. Uyuyamazdı. Bu hikayeyi biliyorum ben, daha önce de okumuştum. Bir gölge oyunu. Yanlış yaşamlar üzerine kurulan, sessiz bir gölge oyunu. Her gece oynuyor benim penceremde.
Kadrolu Yalnızlar için
unuttuklarınızı soruyorum hiç hatırlamak istemediklerinizi teninize iz bırakanları ve izinizi taşıyan tenleri görmesenizde sezdikleriniz var mı sizin unutmasanız da unutur gibi yaptıklarınız
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
İnsan, huzuru sürekli uzak ve ulaşılmaz olan şeylerde arar...
Bazı yaralar çok olumsuz sonuçlar doğurabilir, hepimizin hayatından kesitler bulabileceği bir kitap. Nazif bey ve Bedriye Hanım'ın ailesi için fedakarlığı çok güzeldi ancak Nazif bey daha iyi bir hayat için uğraşırken ailesinin ne kadar yıprandığını görmedi Filiz çok duygusal babasına karşı sergilediği tutumu çok eleştirdim ama yeri geldiğinde de hak verdim keşke böyle yapmasaydın dediğim yerler oldu . Bu hikayede en çok Bedriye Hanım'ın tutumu hoşuma gitti her an hem eşine hem de Filiz e çok destek oldu her şeyi içinde yaşadı;acıyı , hüznü, yorgunluğu... Filiz'in yaşadığı çok şey hayatımızda çok rastladığımız şeyler aslında ; yaşadığı hayal kırıklığı, güven sorunu, içine kapanıp hayatı kendine zindan etti tek çareyi ailesinin istemediği biriyle kaçarak evlenmekte buldu ama hayatının en büyük yarasını aldı ... Nazif Bey ve Bedriye Hanım 'ı Filiz 'in kaçarak evlenmesi çok yıktı ama her şeye rağmen ailesi yine de kızına sahip çıktı çektiği acılara dayanamadılar onu tekrar himayelerinin altına aldılar... Kitabı okurken ağladığım yerler oldu gerçeği çok iyi yansıtmış bir kitap ... Yazarın kalemine sağlık, başarılar diliyorum
Filiz
FilizMetin Akkuş · Efsus Yayınları · 202431 okunma
Vücudu hemen tepki verdi. Teni ateş gibi yanıyor, gözlerine inanamıyordu. Emin olmak için zinciri çıka- rıp kapıyı açtı ve Clay'in kapıda duran muhteşem gö- rüntüsünü beynine kazıdı. Clay kravatını gevşetmiş, gömleğinin yaka düğmesini açıyordu. Julia, onun boynuna sarılmak, dudaklarına yapış- mak ve onu gördüğüne ne kadar sevindiğini
Sayfa 275
Reklam
Bir rütbede aldı beni aşk-ı dildâr Mahv oldu hayal ü nazarımdan ağyâr Bir yerde bu efkâr ile kendim bulamam Âyîneye baksam görürüm sûret-i yâr Gönül kapan sevgilinin aşkı, beni benden öylesine aldı ki Yabancılar, aşktan anlamayanlar bile hayalimden de mahvoldu gitti, gözümden de Bu düşüncelerle kendimi hiçbir yerde bulamam; Aynaya bile baksam, sevgilinin yüzünü görürüm.
Sayfa 110 - Dorlion YayınlarıKitabı okudu
·
Puan vermedi
Herkese selam. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Bugün sizlere geçtiğimiz günlerde bitirdiğim bir kitapla geldim. Hem yazarla tanışma kitabımdı hem de yazarımızın bildiğim kadarıyla ilk kitabı diyebilirim bugün bahsedeceğim kitap. Kitap hakkında uzun uzun konuşmayacağım bugün. Kendisi gibi kısa ve öz bahsetmek istiyorum onu. Hatta tek kelimeye indireyim : Yeşilçam. Evet tam bir Yeşilçam hikayesi okuduk. Sahne geçişleri yazarımızın anlatım tarzı konunun işlenişi ve hatta sonu bile tam bir Yeşilçam hikayesi tadındaydı. Kitapla ilgili olumsuz görüşüm ise azıcık daha hızlı işlenebilirdi bence konu. Ana karakterlerin buluşması biraz zaman aldı gibi. Kıbrıs Hareketı detayları ise oldukça hoşuma gitti. 1970 yıllarında geçen güzel bir aşk hikayesiydi okuduğumuz aslında. Kitaba bir bakın derim. Sıradaki kitapta görüşmek üzere...
Tutku Aşk ve Bir Öğretmen
Tutku Aşk ve Bir ÖğretmenYılmaz Arıbaş · Sokak Kitapları Yayınları · 202131 okunma
Sevgisini de aldı gitti, geriye üç kuruş emekli maaşı ve buz gibi bir ev bıraktı.
Ben buna niye ağladım şimdi…
Kahkahalarla gülen çocukluğum gitti benden. Gözlerinin içi gülen,her yeni güne hevesle uyanan,hayallerini dağa taşa sığdıramayan o çocukluğum kaybolup gitti.Yerini ise koca bir enkaz aldı.Her gece sabaha çıkmamayı düşünen etrafındaki insanlardan soyutlaşıp yitikleşen ruhundan köşe bucak kaçmaya çalışan bir enkaz… -alıntıladığım video; instagram.com/reel/C6W016Us1X...
Reklam
BANA GÖZYAŞI BORCUN VAR ! Adam genç kadına seslendi: - Bana gözyaşı borcun var! Genç kadın sordu: - Nasıl öderim?
"Kahkahalarla gülen çocukluğum gitti benden. Gözlerinin içi gülen, her yeni güne hevesle uyanan, hayallerini dağa taşa sığdıramayan çocukluğum, kayboldu gitti. Yerini ise koca bir enkaz aldı. Her gece sabaha çıkmamayı düşünen, etrafındaki insanlardan soyutlaşıp yitikleşen, ruhundan köşe bucak kaçmaya çalışan bir enkaz..
Fakat Jaffa, bilimsel olsun olmasın, bir açıklama beklemiyor. Başından beri sadece inancıyla yol aldı ki bunun herkese verilen bir hediye olmadığına inanıyorum. İnancı olmayanlar Jaffa’nın yaptığı şeye kalkışamazlar. Benim tecrübemde hayatı bir hediye olarak kabul edemeyen insanlar var. Jaffa hayatına çok değer verdi ve kendi görkemli enerjisinin peşinden gitti. Bu enerji onu defalarca (özellikle de rüyalarda) tarifi imkansız dehşetlerin ortasına getirmiş olsa bile o buralarda kendini canlı hissediyor, bu dehşetin....
1.500 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.