Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Allah Türk Milletine Bağışladı
Düşmanın bir kör kurşununa saati siper olmuştu da, Allah (CC) Atatürk'ü Türk Milletine bağışlamıştı.
340 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
İki bölümden oluşan ilginç bir eseri geride bıraktık. İki farklı önsöz mevcut bu kitapta. Bunu nasıl anlatsam. Atatürk adını duyunca kendini kaybeden iki grup var. Biri her şeyi ona bağlayıp her sıkıştığında ona sığınan ama bunu kötü anlamda kullanan grup, diğeri de şeytan görmüş gibi kaçan grup. Öyle ki bir grup DİN altına sığınmış diğeri de
Kutsal Yemin - Mustafa Kemal Atatürk
Kutsal Yemin - Mustafa Kemal AtatürkAli Kuzu · Kariyer Yayınları · 20099 okunma
Reklam
Pek çok insan risk alamk için risk alır ama asıl başarı, elde edebileceklerini düşünerek risk almaktır.
Ben her zaman felaketleri fırsata dönüşürmeye çalışırım.
"Dünyanın enlemi boyunca çizilen bir çizgi, düz de içbükey de olamaz. Çünkü kuzeye giden gözlemciye, yıldızlar az görüneceği yerde aksine artmaktadır. Bu, meridyenin dışbükey olduğunu göstermektedir. Bu enlem içinde geçerlidir, boylam için de. O halde Dünya yuvarlaktır.
Neden Din Devleti Değil
Mustafa Kemal, kurulacak devletin şekliyle ilgili toplumun her kesiminden insanlarla görüşmeler yaparken, sıra, mollalar, şeyhler ve din büyüğü geçinen kişilere gelir. Mustafa Kemal, bunlara haber gönderir ve gelecek hafta kendileriyle bu konuyu görüşeceğini ancak konuşmalarının bir temeli olarak katılacak olan herkesin Bakara Suresinin 288. ayetine kadar okumalarını rica eder. Toplantı günü gelip çattığında, Mustafa Kemal kürsüye çıkar ve sorar: “Arkadaşlar, buraya gelmeden önce hepinizden Bakara Suresini 288’e kadar okumanızı rica etmiştim. Kimler okudu Bakara’yı 288’e kadar?” Salondaki bütün eller istisnasız olarak bu ricayı yerine getirdiklerini belirtmek için havaya kalkar. Bunun üzerine Mustafa Kemal sözlerine devam eder: “Beyler işte, kuracağımız devletin neden din temeline dayanamayacağının açıklaması ortadadır, Bakara Suresi yalnızca 286 ayettir.
Reklam
Kurtla Kuzu
Çünkü otuz kırk sopadan sonra insan çok kere bir şey hissetmiyor. Tabuta girmek, susuzluk… uykusuzluk… hepsi geçiyor… İstesek de, istemesek de geçiyor. Ne kadar korkunç olurlarsa olsunlar, bunları çekerken, şu nokta daima aklımızda: Bunlar benim iradem dışında olan işler. Önüne geçmek için ne yapabilirim? Yalvarmak mı? Asla… Ne faydası var ki? Dilimiz ayrı, dünyamız ayrı… Kuzunun kurda yalvarması gibi bir şey olur. Çünkü bana işkence edenler de, birkaç ruh hastası bir yana, bunu sadece zulüm olsun diye, zevk almak için yapmıyorlar… Vazife diye başlamışlar… Ruhunu ekmek parasına satan her insan gibi yavaş yavaş alışmışlar, birer makine haline gelmişler. Bizi onlardan asıl iğrendiren, daha ziyade insanın böyle bir makine haline gelmesi.
Kurtla Kuzu
İnsan dedikleri mahlukun, içinde neler kaynaştığını biliyor muyuz? Öyle anlar olur ki, en ummadığımız adam en beklemediğimiz şeyleri yapabilir.
Sayfa 109 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Laiklik, bu bakımdan Türkiye’de yalnız din ile devletin ayrılması demek değildir, özgür düşünceyle de düşünmek demektir.
Atatürk, şuna inanıyordu; bir gün, eskisi gibi dünya Türk’ün olacak. Adalet ne, barış ne, cennet ne, insanlar o zaman görecek.
Reklam
Kitaptan daha iyi bir arkadaş yoktur, zaman zaman insana dert ortaklığı eder, insanın gönlünü açar, yüreğine su serper. Gönlünün her muradına onunla erişirsin, böylesine güzel bir dost görülmemiştir; ne incitir; ne incinir.- Ali Kuzu
Yeryüzündeki açlığın nedeni, yeterli gıda olmaması değil; gıda dağılımındaki adaletsizliktir.
Sayfa 175Kitabı okudu
İçinde yaşadığımız dünyayı anlamak için, idealler dünyasından bakmak gerekliydi.
Sayfa 118 - Parola yayınlarıKitabı okudu
Kurtla Kuzu
Düşünün, bir insanın celladına gülümsemesi, kendi yumuşaklığı ile onu yumuşatabileceğim sanması kadar gülünç, adi şey olur mu?
Kurtla Kuzu
Ne kadar korkunç olurlarsa olsunlar, bunları çekerken, şu nokta daima aklımızda: Bunlar benim iradem dışında olan işler. Önüne geçmek için ne yapabilirim? Yalvarmak mı asla... Ne faydası var ki? Dilimiz ayrı, dünyamız ayrı... Kuzunun kurda yalvarması gibi bir şey olur. Çünkü bana işkence edenler de, birkaç ruh hastası bir yana, bunu sadece zulüm olsun diye, zevk almak için yapmıyorlar... Vazife diye başlamışlar... Ruhunu ekmek parasına satan her insan gibi yavaş yavaş alışmışlar, birer makine haline gelmişler. Bizi onlardan asıl iğrendiren, daha ziyade insanın böyle bir makine haline gelmesi.
Sayfa 114 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.