Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
141 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
DİRENİŞİ ÖĞÜTLEYEN HİKÂYELER
Sırça Köşk, bir dönemin yasaklı kitaplarından. Okumadan önce neden yasaklı olduğunu tahmin etsek de okuduktan sonra gerçekler neden yasaklanır ki diye düşündürüyor. Bu kadar mı sevmiyoruz gerçeğin anlatılmasını? Bu kadar rahatsız eden ne? Gerçekle yüzleşememek niye? İfade etmeyince, anlatmayınca geçip gidecek mi öylece? Sabahattin Ali,
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202056,4bin okunma
438 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
YAŞAR KEMAL ile neden bu kadar geç tanıştım? Edebiyatımızın en büyük deryası belki de kendisi. Bu deryaya girmek beni korkutuyordu. Kendimi hazır hissetmem gerekiyordu. Bu yüzden bir süre farklı farklı eserlerle kendimi alıştırdım ve kendisi, hayatı hakkında biraz araştırma yaptım. İçten içe kemiriyordu beni O'nunla ve eserleriyle tanışma isteği.
İnce Memed 1
İnce Memed 1Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202357,7bin okunma
Reklam
Salâhattin Bey oldukça güzel olan bu kızı evvela kendisi ile bir ayarda bir mahluk gibi değil, güzel bir kedi, bir kuzu gibi sevdi.
"Atatürk'üm seni özledim..."
Sayfa 53 - Yılmaz Basım / Yayıncı Sertifika No:17111 / ISBN: 9786059828505Kitabı okudu
141 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok!
Sebahattin Ali’nin vefatından önce yazmış olduğu son kitabı, Sırça Köşk. Onüç öykü ve dört masaldan oluşan bu kitap oldukça kısa fakat nitelikli hikayeleri bir araya getirmiş. Toplumcu gerçekçi sanat anlayışını benimseyen Sebahattin Ali, yoksul olmak, yoklukta olmak, sahipsiz bırakılmak insanın başına neler getirir; bunu, bu kitapta toplumun
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202056,4bin okunma
141 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bu hikâyeler konuşuyor! Romandan farklı olarak bir hikâyeyi beğenmem için kısa yapısı gereği anlattığı konunun bende alelade olmayan bir şeyleri uyandırması lazım. Bunu hissettiğim her hikâyeyi ve her yazarı severim. Sırça Köşk tam da bu kriterleri karşılayan bir kitap oldu benim için. Hatta okumak için geç kaldığımı bile hissettim. Sabahattin
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202056,4bin okunma
Reklam
Allah da sizi bildiği gibi yapsın emi
Aşk ve bağlılığın simgesi olarak pırlanta yüzük hediye etme geleneği, 15. yüzyılda Avusturya Arşidükü Maximillian'in, nişanı sırasında Burgonya düşesi Mary' ye elmas bir yüzük hediye etmesiyle başlamıştır. Sol elin dördüncü parmağına yüzük takma geleneği ise, eski Mısırlıların 'vena amoris'in (aşk damarı) bu parmaktan doğrudan kalbe ulaştığına olan inançlarından gelmektedir.
272 syf.
·
Puan vermedi
Değirmen Esirler "Yeryüzünde adalet var mıdır?," diye bana sorarsanız. Kuşkusuz adaletin olmadığını söylerim. Neden mi? Misal doğada bir kurdun bir kuzuyu yediğini düşünelim. Olaya kuzu açısından bakarsak; kurt, kuzuyu canından etti, onu öldürdü. Bu durumda kurt suçludur. Ama eğer ki olaya kurt açısından bakarsak; bu kez kurt, kuzuyu yemezse açlıktan ölecektir. Eee bu durumda kim haklı? Demem o ki adaletin olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. Bu yüzden her şeyde adalet aramak, nedense bana yersiz geliyor. Gönül ister ki adalet olsun. Ama yok. Hatta bunun için eskilerin değimi bile vardır. "Harcadığın emeğinin sonucunu hakkımdır diyerek alacağını zannetme, çünkü hak ancak yalnızca değirmende aranır," diye boşuna dememişler.. Buradan hareketle, Sabahtin Ali'nin öykülerinde; adaletsizlik, sosyal eşitsizlik, haksızlığa uğramak gibi ana temalar üzerinde duruyor. Öykülerden bana en çarpıcı geleni, sosyal eşitsizliğin vurgulandığı kaptan ile tayfalar arasında geçen öyküydü. Öyküde kaptan, geminin en lüks kamarasında et yerken; tayfalar ise geminin izbe kuytu köşesinde bakla yiyordu. Sosyal eşitsizlikle ilgili dikkatimi çeken bir başka hikayede de bir kaymakamın mevkisinin verdiği gücü kullanarak bir başkasının namusuna göz dikmesiydi. Son olarak öyküler, Orta Asya'da yaşayan Göktürkler'den Kürşad'ın Esirleri Çin baskısından kurtarmak için aşkı Hiyungi'yi feda ettiği bir tiyatro senaryosuyla bitiyor. Eserin dili oldukça açık ve anlaşılır. Aydınlatıcı nitelikte.. Okumanız dileğiyle.. ๑ ◕‿◕ ๑
Gizemli okur
Gizemli okur
Değirmen - Esirler
Değirmen - EsirlerSabahattin Ali · Martı Yayınları · 2020112 okunma
dünya kurulduğundan beri yazılan tarih kitaplarında, hiçbir liderin kendi şahsi menfaatlerini düşünmeden ölümü göze alarak ülkesi için kurtuluş mücadelesi verdiğini yazmaz. yine hiçbir tarih kitabının sayfalarında bir lidere bu kadar çok suikast teşebbüsünde bulunulduğuna rastlayamazsınız tarihte birçok lidere defalarca suikast girişiminde bulunulduğu bilinmektedir. ancak bir lider düşününki, 1 değil, 3 değil, 5 değil, tam 41 defa suikast teşebbüsünde bulunulsun. bu suikast teşebbüsleri şimdiye kadar elde edilen belgelere göre tespit edilenlerdir. yabancı devletlerin gizli askerî arşivleri açıldıkça, Mustafa Kemal Atatürk'e yapılan kim bilir daha ne suikast teşebbüslerini öğreneceğiz.
208 syf.
·
Puan vermedi
Ey millet! Allah birdir, şânı büyüktür. Allah’ın selameti, atıfeti ve hayrı üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara dinî hakikatleri tebliğe memur ve resul olmuştur. Koyduğu esas kanunlar cümlemizce malumdur ki Kur’an-ı azimuşsândaki husustur. Mustafa Kemal Atatürk Mustafa Kemal Atatürk' ü tanımadan
Atatürk Din Düşmanı Değildi
Atatürk Din Düşmanı DeğildiAli Kuzu · Paraf Yayınları · 201367 okunma
Reklam
Filistin topraklarının Osmanlı imparatorluğu’ndan ayrılmasının ardından harekete geçen Lord Rothschild, ingiliz hükümetine baskı uygulayarak, israil'in kurulmasına start veren Balfour Bildirisi' nin (1917) yayımlanmasında etkili oldu.
Kurtla Kuzu
"Bana yapılanlar ancak yapanları küçültür."
Sayfa 108 - YKYKitabı okudu
hıncından, çaresizliğinden yumruklarını sıkar, şakaklarını sıkar, bazen de duvarları yumruklar bu mavi gözlü, sarı saçlı adam. hayallerinde, böyle anlarda karşısında daima, istanbul'un boğaziçi'ne hâkim bir tepesinde, yıldız sarayı'nın bir penceresinde boğazdan püfür püfür esen serin rüzgârlara kendini vermiş o müstebit padişah canlanır. evet, yıldız sarayı bir kale gibidir. salonlar yaldızlı, bahçeler birer cennet, rüzgârlar ruhu sakinleştiricidir. kapısında uşaklar sürü sürüdür. ama memleket yanıyor. memleket kan, ateş ve sefalet içindedir. devlet ve millet hem birbirleriyle, hem kendi içlerinde kıran kırana boğuşmaktadırlar. askeri, jandarması, ağası, eşkiyası, eşrafı, zalimi ve mazlumu ile bütün ülke boğaz boğaza, nefes nefesedir. kocamış bir idare, çökmüş bir ordu, çürüyen bir donanma, tamtakır bir devlet hazinesi, müflis ve dilenci olmuş bir hükümet... nihayet yolsuz, mektepsiz, hastanesiz, fabrikasız, asayişsiz, emniyetsiz bir vatan
"sorguları yapıldıktan sonra bunlardan birini yanıma çağırdım. odada kimse yoktu. kendisine sordum: - sen Mustafa Kemal'i öldürecekmişsin öyle mi? - evet! dedi ben yine sordum: - Mustafa Kemal, ne yapmış ki onu öldürecektin? - fena bir adammış da... memlekete çok fenalık yapmış! sonra, bize onu öldürmek için para vereceklerdi! - sen Mustafa Kemal'i tanıyor musun? -hayır! - o halde, tanımadığın bir adamı, nasıl öldürecektin? - geçerken işaret edecekler, "Mustafa Kemal, işte budur!" diyeceklerdi. biz de öldürecektik. o zaman cebimden tabancamı çıkararak, kendisine uzattım: - Mustafa Kemal benim! haydi, al eline tabancayı... öldür! dedim. herif benden bu karşılığı alınca yıldırımla vurulmuş gibi oldu. bir süre şaşkın şaşkın yüzüme baktıktan sonra dizüstü kapanarak hüngür hüngür ağlamaya başladı."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.