Cevher Paşa şehid oldu, kutlu olsun. Şehadet mübarektir. Bu nasip ve lütuftur ki şehadet, şu bizim “acı kayıp, yetişmiş adam, beyin gücü” türünden masallarımız pek gülünç kalır yanında.
...
Ayyaş bir domuzun suratında toplanan dev bir firavun çarkıyla savaşıyorlardı; ne hassas dengeleri biliyorlardı, ne jeopolitiği takıyorlardı. Her noktasına ateş ve çelik isabet eden delik deşik bir yurdu, sevgiliden yadigâr bir ipek mendil gibi kanlı koyunlarında sakladılar.
Bizim uzun ve mufassal konuşmalarımızda, “Filistin, Irak, Keşmir, Çeçenistan…” diye geçen cümlelerimizin içine sıkışıp kaldılar.
...
Biz, bütün Türkiye, İnönü ve Fenerbahçe ve Avni Aker ve Ali Sami Yen stadyumlarının İngiliz tohumlarından mamul otlarına doğru sürünüyoruz; Cevher Paşa, sınırsız bir yeşilliğin ileri üçlüsünde koşuyor.
Cevher Paşa şehid oldu. (21.04.1996)