Gerçekte dünya barışı bir bütündür. Parçalanamaz. Ama bu barış kendileri için ölüm kalım meselesi de olsa Avrupalılar sonuna kadar,kimbilir belki de bir gün teslim olmak saati gelip çatıncaya kadar harp etmek istemeyecekler,işlerini tesadüfe bırakıp gidecekler midir? Ruh hallerinde,bugünkü iktidarlarda ve halk efkarında esaslı bir değişiklik olmayacak mıdır? O vakit Amerika'nın da usanacağı zamanlar gelebilir. Kore Harbi,Amerikan halkını ağır bir hayal kırıklığına uğratmıştır. Amerikan halkının Avrupa milletlerinden de Birleşmiş Milletlerden de sıtkı sıyrılmıştır. Sovyet Rusya,ümitsizlik içinde bir derlenip toparlanmaya fırsat vermemek için hiçbir şımarıklık göstermeyecek; ağır,gürültüsüz ve hiç durmadan hedefine doğru yürüyecektir.
Fransız Aydınlanması'nın filozofu, ihtilalin ve özgür düşüncenin ateşleyicisi, rasyonel bir düşünür olan Voltaire'den dinliyoruz "bizim tarihimizi". İlk başta kitaba ön yargılı yaklaşılsa da, içeriğini gördüğünüzde "Bunları Voltaire mi söylemiş?" diye düşünmeden edemiyorsunuz. Yer yer İslam'ı, Türk Milleti'ni, Osmanlı'yı
ÖLÜM KADIN MESELESİ
“Hayatın cilvesine yenik düşmemek için daima tetikte olmak gerek. İnsan dalıp giderse hayatı ezberden yaşar ve bu durum hayatın en sevdiği şeydir. Sen farkına bile varmadan tekdüzeleşir ve daima kendini tekrar eden bir çekilmeze döner. Zaman kısa ‘ömür’ dediğin vakitsiz uzunluğun ‘ölüm’ denilen zamansız sonsuzluğa yenilmesi
Merhabalar
"Bu kitapta genellikle geçmişi konuştuk. Fakat bunun en önemli sebebi geçmişi bildiğimizde bugüne de ışık tutacak olmamız. Geleceğimizi ancak geçmesi yorumlayarak yön vereceğimizi bilmeliyiz."
Bugün sizlere @oguzhanugur_ kalemiyle geldim @nemesiskitap 'tan çıkan #memleketmevzuları 'nda yazar bizlerle
Amalarım vardı. Bir şeylerin yanlış gittiğine dair... Bir şeyleri düzeltme adına... Bu gidişe seyirci kalamazdım. Kalmamalıydım. En azından kendi payıma...
Özellikle öznesi olduğum durumlarda... Hele hele dirsek çürüttüğüm alanda... Biraz düşünce ürettiğim, bir kırık olsun kalem oynattığım noktalarda...)
"Ama," dedim, "yanlışı kendisine kondurmuyor; hep karşı tarafta arıyor."
"Mizaç meselesi..." dedi üçüncü kişi, başka bir şey demedi.
"Ah!" dedim derinden. "Sorun da burada ya!"
İslam'ı derinlemesine bilmenin, anlamanın ve yaşamanın "bir branşlaşma ve meslek meselesi" olmadığını, aksine bunun hepimizin boynunda bir borç olarak durduğunu anladığımız gün, felaha ve ıslaha bir adım daha yaklaşmış olacağız. Fertçe ve ümmetçe.
BİR KİMYA MESELESİ.
İlk başta kitabı aşırı sıkıcı bulmaya başlamıştım. Ancak aniden o kadar güzel ilerlemeye başladı ki devamını merak ederek ilerledim. Hemen konusuna geçeyim.
Karakterimiz bir kimyager ancak kadın olduğundan dolayı Birçok yerde saçma muamele geliyor ve bunun zorluğunu yaşıyor. Ünlü bir kimyager ile çok güzel ilişkileri oluyor ancak herkes onun makamı için onunla olduğunu düşünüyor. Adam ölünce ise söylentiler bitmiyor.
Karakterimiz cenazeden bir süre sonra hamile olduğunu öğreniyor ve bu yüzden işten kovuluyor. Sebep olarak ise evlenmeden olan çocuğun kötü örnek olacağını ileri sürüyorlar.
Karakterimize bir süre sonra bir iş teklifi geliyor. Bir kanalda yemek yapacak. Başta kabul etmek istemese de ardından mecburi olarak kabul ediyor. Ve bu kanalda hem kim yazdı Ne hem de yemeğini konuşturuyor ve olaylar başlıyor.
Aslında bakarsanız bir kadının dik duruşunu, her daim kendi işini görebilmesini çok güzel vurgularım bir kitap. İçerisinde ders çıkarılacak konular var. Kesinlikle tavsiye ederim.
Kitaptan alıntı:
Ondan korkmuyorum Elizabeth, tiksiniyorum. Arada fark var.
Sayfa sayısı: 416
Aldığım fiyat: Hediye.
Bu bölümde, Türkçe’de ırkçılık üstüne yayınlanmış en önemli metinlerden biri olan, ancak bugün tarihin tozlu raflarında kalmış olan bir broşüre dikkat çekmek istiyoruz. 1943 tarihini taşıyan ‘En Büyük Tehlike’ adlı broşür, Atatürk’ün anne tarafından kuzeni olan TKP Genel Sekreteri Reşat Fuat Baraner (1900-1968) tarafından kaleme alınmıştı; ancak