Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v); "Bu ikisi Allah'ın helâl kıldığı şeylere karşı oruç tuttular, fakat Allah'ın haram kıldıkları ile oruçlarını bozdular, karşılıklı oturup başkalarının etini yemeye koyuldular" buyurdu.
Furkan70/77
Ancak tövbe edip de inanan ve salih amel işleyenler başka. Allah işte onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Kim de tövbe eder ve salih amel işlerse işte o, Allah’a, tövbesi kabul edilmiş olarak döner.
Onlar, yalana şahitlik etmeyen, faydasız boş bir şeyle karşılaştıkları zaman, vakar ve hoşgörü ile geçip gidenlerdir.
Onlar, kendilerine Rabblerinin âyetleri hatırlatıldığı zaman, onlara kör ve sağır kesilmezler.
Onlar, “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle” diyenlerdir.İşte onlar, sabretmelerine karşılık cennetin yüksek makamlarıyla mükâfatlandırılacaklar ve orada esenlik dileği ve selâmla karşılanacaklardır.
Orada ebedî kalırlar. Orası ne güzel bir durak ve ne güzel bir konaktır!
Ey Muhammed!) De ki: “Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin!
Allah'ın zât-ı celâline yemin olsun ki kelâm, hilâf, tıp, divan, şiir, astronomi, aruz, nahiv ya da sarf ne tür ilim tahsil edersen et, bunlar Allah'tan kopuk olarak kendi başına bakıldığında ömrü zayi etmekten başka bir şey değildir!
De ki: "Rabbim adaleti emretti. Her secde yerinde yüzlerinizi (ona) doğrultun. Dini Allah'a has kılarak ona ibadet edin. Sizi başlangıçta yarattığı gibi (yine ona) döneceksiniz."