Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hz Musa
Ne ibrettir ki, bu zulümler bir fayda vermemiş ve sonunda o çocuk doğmuş, Firavun'un kendisine beslettirilmiş, Hz. Musa olmuş ve yine Allah'ın takdiri yerini bulmuştur. Acaba buna gücü yeten Cenab-ı Allah'ın o kadar masum (günahsız)un kesilmesine izin vermekte hikmeti ne idi?
Makâlât, cilt 1, sayfa 312: "Musa kissasında 'Biz Musa'ya söz verdik' diye başlayan ayetteki hikmeti oku, düşün. Bu kör gözlüler, Musa'nın bu kadar yücelik içinde Allah'a yakın olmasına rağmen neden 'Yâ Rabbi, beni Muhammed (sav) ümmetinden eyle' dediğini anlayamazlar. Bu söz, bu dua 'Yâ Rabbi, beni cemâlini gören kul- larından eyle' demektir. Bu sözün inceliği ve mânâsı budur. Çünkü Cenâb-ı Hakk'ın cemalini görecekler arasında tek ümmetin Hz. Muhammed'in (sav) ümmeti olduğunu Hz. Musa biliyordu, onun için böyle dua edip yalvarıyordu."
Reklam
EHL-İ BEYT (A.S) NAZARINDA KURÂN
Kur'ân-ı Kerim'in insana yol gösterici olabilmesi ve onu çeşitli manevi körlük ve hastalıklardan kurtarabilmesi bu ilahi kitabın doğru bir şekilde tanınmasına, adabını riayet ederek okunmasına, anlaşılmasına ve uyulmasına bağlıdır. Diğer yandan Kur'ân'ın gerçek taşıyıcıları ve öğreticileri bizzat Hz. Muhammed ve onun pâk ehl-i
Sayfa 69 - Kevser YayıncılıkKitabı okuyacak
İSTEDİĞİ ZENGİNLİK ÖLÜMÜNE SEBEP OLDU
Hz. Musa (a.s.), çıplaklıktan kendisini kumla örtmüş bir derviş gördü. Derviş: Ey Musa! Güçsüzlük sebebiyle canımdan vazgeçmek üzereyim, dua et de Allah bana geçimlik versin, dedi. Hz. Musa dua edince Allah (c.c.) ona güç ve kudret verdi. Günler sonra Hz. Musa duadan dönerken adamın tutsak edildiğini, etrafına da birçok insanın toplanmış olduğunu gördü. "Buna ne oldu?" diye sorunca "Şarap içmiş, sarhoş olup kavga etmiş ve birini öldürmüş. Şimdi de kısas yapıyorlar." cevabını aldı. Hz. Musa Allah'ın hikmeti olduğuna karar verip o adam için ettiği duaya cüretinden tövbe ederek şöyle buyurdu: -" Eğer Allah (c.c.), kullarına çok rızık verseydi, yeryüzünde elbette birbirleri üzerine azgınlık ederlerdi'."(Şûrâ suresi ayet 42/27)
Firavun vs Ebû Cehil
Allah Teâlâ, Nâziat Sûresi'nde bildirdiğine göre Firavun hakkında Hz.Musa(a.s.)'a şöyle buyurmuştur: اِذْهَبْ اِلٰى فِرْعَوْنَ اِنَّهُ طَغٰىؗ "Firavûn'a git! Çünkü o çok azdı." (Nâziat,17) Ebu Cehil hakkında ise şöyle buyurmuştur: كَلَّٓا اِنَّ الْاِنْسَانَ لَيَطْغٰىۙ "Çünkü insan muhakkak ki azar." (Alak,6) Ebu Cehil'in azgınlığı tabir edilirken, Firavun'dan farklı olarak te'kid lâmı ile pekiştirilmiştir: (ليطغى) Bunun hikmeti nedir diye sorulacak olursa, şöyle denir: Firavun, saltanatına rağmen, Hz.Mûsa(a.s.)'ı öldürmek istememiş, ancak Ebu Cehil, Firavun'un saltanatına nazaran basit bir güç ile Hz.Muhammed(sav)'i öldürmeye kast ederek, Firavun'dan daha azgın olduğunu göstermiştir. Bu sebeple onun azgınlığı, te'kid lâmı ile pekiştirilerek tabir edilmiştir.
Sayfa 70 - Aktaş Yayıncılık
Hz. Musa
Hz. Musa kendisine düşman olacak Firavun'un sarayında besleniyordu. Bu yüce Allah'ın ibret alınacak pek büyük bir hikmeti idi.
Reklam
Hucurat suresi
Hucurat Suresi, Medine´den nazil olmuştur ve on sekiz âyettir. Bu seri-e celile, âyet sayısı bakımından kısa fakat ihtiva ettiği hükümler ve koyduğu esaslar bakımından büyük hususiyetler taşıyan bir suredir. İnançta, ferdi ve içtimai hayatta, İslamin eseslarının neler olduğu ve o esaslara nasıl sarılmamız gerektiği beyan edilmekte ve İslam