"Sorarlarsa, 'Ne iş yaptın bu dünyada?' diye, rahatça verebilirim yanıtını: Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyar insanın arasında doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından..."
Enkaz altından çıkan kitaptan altı çizilmiş bir sayfa...
“İnsanoğlu böyle geçicidir. Kendi varlığına en çok inandığı, sevdiklerinin anılarında ve kalplerinde derin izler bıraktığını sandığı yerlerde bile hızla silinip gider.”
-Betonlaşan sadece şehirler mi sanırsınız?
Ya kalpler ne olacak?
Kalpler, şehirlerden daha hızlı betonlaşıyor.-
.
-İnsanın, insanla konuşmadığı,
Arı kovanı gibi kentlerde, ayrık otu gibi yaşadığı,
Savaşın, şiddetin, nefret dilinin ve kötülüğün revaçta olduğu bir çağdayız.
Toprağın altı değil üstü karanlık.
.
Çağımızın insanı, suskun, somurtkan ve mezar taşı gibi soğuk.
-Vefasızlığın adını vakitsizlik koymuşlar.-
.
Velhasıl,
-İnsan, bazen akşam güneşi gibi kaybolup gitmek istiyor.-
.
Ey insanoğlu…!
Güneş yüzüne değil, biraz da yüreğine vursun ki, içindeki buzullar erisin.-
Yeğenim henüz iki yaşında, adı Muhammed. Parka doğru yol alıyoruz. Ailenin ilk torunudur kendisi. Bir dediği iki edilmiyor haliyle. Parkta oynayan çocuklar görüyoruz. Hallerine bakınca Suriyeli ya da Afgan olduklarını anlıyorum. 3 çocuk kendi aralarında top oynuyorlar. Topları bizim tarafa doğru geliyor. Tam yanımıza gelince Afgan oldukları belli
-Kuşlara uyup,
Gökyüzünü annemiz sandığımızdan beri,
Yerlerde kuş tüyleri,
Yüzümüzde kanat, göğsümüzde serçe ölüleri.
Toprağın altı değil üstü karanlık.
Aklınız varsa ne olur yeryüzüne düşmeyin,
kirlenirsiniz, yağmur damlaları ve kar taneleri.-
.
Düşünmek Yaşamın Pasını Silmektir, Tahsin Özmen
Bu kitap benim ikinci kitabım ve gerçekten üzerinde çok büyük emekler olan bir kitap. Kendisinin özelliği benim tamamen bitmiş ilk romanım olması. Ortaya gerçekten kaliteli bir iş koyduğumu düşünüyorum.
Üzerinde yaklaşık altı ay kadar çalıştım ve istisnasız hergün üç saat yazdım.
Şimdi kitabın içeriği hakkında konuşalım:
Kitap 236 sayfa bir roman. Kitabı yine Kdy aracılığı ile çıkarttım. Kitapta iki yetim kardeşin hayatın önlerine çıkarttığı zorluklara karşı vermiş oldukları çaba anlatılıyor. Kitabı yazarken ağladım yer yer gözüm doldu. Kitap tamamen hayal ürünü ama yazarken bu kitapta anlattığım olaylardan daha kötüleri hergün binlerce çocuğun başına geldiğini bilmek beni daha titiz bir yazı yazmaya itti.
Kitabın sonunda olacak olan son olay umuyorum ki siz sevgili okurları derinden etkileyecek ve bazı şeyleri düşünmeye itecek.
Şahsen ben kitabımı bitirdiğimde mutlu olmak yerine hüngür hüngür ağlamıştım.
İnşallah siz sevgili okurlar bu eserimi beğenirsiniz.
Uyutulanlar, Unutulanlar, Umutsuzlar...
Aşağıdaki linkten kitabıma ulaşabilirsiniz.
m.kitapyurdu.com/index.php?route...
Saatçi ÇırağıOğuzhan Güneş · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 066 okunma
Önyargıyı muhteşem şekilde anlatan bir yazı.
"SEKSSİZLİK"
¶¶Günaha bulaşmadan kadın ya da erkek olunmuyor bu âlemde hekimbaşı. Bulaşmaya da değmiyor. Aslında yapmamız gereken hormonlarımızı görmezden gelmekti. Yapamadık; evdeki “vitrin”de Lacan vardı da biz mi okumadık? Cennetten zaten kovulmuştuk, cehennemde yer yoktu.
Sorarlarsa, "Ne iş yaptın bu dünyada?" diye, rahatça verebilirim yanıtını:
"Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyarın arasına doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından..."
•
Arkadaşlar dünden beri yani haberi okuduğum ve iğrenç resimleri gördüğümden beri düşünüyorum.Hastalıklı zihinlerle, kişilerle ilgili, insanlara zarar veren kişilerle ilgili özellikle bu konunun zirvesi malumunuz seri katillerdir çok fazla kitaplar okudum ve belgeseller izledim.Tek bir ortak paydada buluşuyor tüm bu yaşananlar: Hastalıklı