Marshall Planı ve Türkiye ABD, aslında İkinci Dünya Savaşı esnasında "kiralama-ödünç verme" adı altında Türkiye'ye yardımda bulunmaya başlamış, 1945 yılına kadar ABD' den 95 milyon dolar borç alınmıştır, Türkiye'nin Almanya'ya savaş ilan ettiği tarih olan 23 Şubat 1945'te ise ABD ile Türkiye arasında askeri yardımın devamını ve o
Almanya’ya Türk Dersleri Önemli Bir Medya Olayı Olarak Türk Bağımsızlık Savaşı, 1919-1923 Alman milliyetçiler için I. Dünya Savaşı ve Alman-Osmanlı ittifakı, kıyamet ölçeğinde bir felaketle sonuçlandı -gerçek anlamda bir kıyamet, çünkü zamanın yergi dergilerindeki görseller Almanya’nın üzerinde mahşerin atlıları tasvirleriyle, Almanya’yı
Reklam
“Kahramanlık” ve “korkaklık” hakkındaki ikilem sürekli olarak sorunludur. Sorunlardan biri, bu tür bir terminoloji kullanımının, “terörist" ya da "özgürlük savaşçısı” ifadelerinde olduğu gibi aynı yolla değer yargılarını ima etmesidir. Bununla birlikte böyle değerler zaman içinde statik olarak kalmaz. Amerikan İç Savaşı'ndaki Birlik askerlerinin, Konfedere gayrinizami unsurları tarafından uygulanan “korkakça” vurkaç taktiklerine yönelik yakınmaları olağan bir durumdu ve on altıncı yüzyıl Flanders'ında pusuya düşürme, cephe savaşında kaçınma ve yağma gibi hareketler onursuzluk olarak kabul edilirken, sivillerin evlerini basmak ve onları acımasızca hedef almak bu şekilde görülmüyordu.
Sayfa 46 - KronikKitabı okudu
“Belki kazaları unutmak doğru ve hatta gereklidir. Savaşların da türümüzün teşne olduğu bir kaza çeşidi olduğu kesin. Eğer kazalarımızdan ders alabilseydik anıları canlı tutmak iyi bir fikir olabilirdi. Ama ders almıyoruz. Antik Yunan’da en azından yirmi yılda bir savaş olması, çünkü her neslin savaşın nasıl bir şey olduğunu bilmesi gerektiği söylenirdi. Bize gelince, bizler savaşı unutmak zorundayız, yoksa bu saçmalığa bir daha hiç bulaşamayız. Bununla birlikte bahsettiğim savaş unutulmaz da olabilir çünkü türünün son örneğiydi. Amerikan İç Savaşı’na “centilmen savaşlarının” sonuncusu deniyordu, İkinci Dünya Savaşı’nın da uzun küresel savaşların sonuncusu olduğu su götürmez. Bir sonraki savaş, eğer savaşın olmasına izin verecek kadar salaksak, her türlü savaşın sonuncusu olacak. Geride savaşı hatırlayacak kimse kalmayacak. Ve eğer gerçekten salaksak, evrimsel açıdan türümüzü devam ettirmeyi hak etmiyoruz demektir. Şimdiye dek pek çok tür uyum sağlama kararlarındaki hataları sebebiyle yeryüzünden silindi. Aşırı silahlanmanın aşırı süslenmenin ve çoğu örnekte aşırı bütünleşmenin türün yakın zamanda neslinin tükeneceğinin semptomları olduğunu söyleyen değişmez doğa yasasından muaf değiliz. Kral Arthur’un Sarayında bir Amerikalı’da Mark Twain galibin mağlup ettiği ölülerin ağırlığı altında can verdiği dehşet verici ve olası bir paradoksu kullanır.
Yahudi etkisinin Amerika’da zayıf olduğu, Amerikan İç Savaşı yılları öncesi 90 sene boyunca hiçbir Amerikan başkanına suikast yapılmamıştır. Ancak İç Savaş’ı takip eden 75 senede 4 başkan öldürülmüştür. Başkan Lincoln Yahudi Booth tarafından; Başkan Garfield kökeni bilinmeyen Chas Jules Guitau tarafından; Başkan McKinney Yahudi Leon Czolgosz tarafından öldürülmüşler ve son olarak başkan Harding aniden şüpheli şekilde yaşamını yitirmiştir.
ŞEYTAN SOYU
20. yüzyılda bir dizi dünya savaşı çıkarmak ve üçüncüyü de Müslüman dünyasına karşı başlatmak fikri, 19. yüzyılda, Ameri­kan İç Savaşı generallerinden biri olan, sonra da İskoç Masonları Büyük Üstadı unvanını alan Albert Pike tarafından geliştirildi. Bu kurgunun son bölümleri bizim dönemimizi ilgilendiriyor olsa da, başlangıcı en azından M.Ö. 6. yüzyıla kadar dayanan bir gizli öğ­retiyle ilişkilidir. Öğreti, Yahudiliğin içinde gibi görünen ama asıl amacı dünyaya egemen olup, dini ortadan kaldırmak ve Şeytan inancını yerleştirmek olan, Kabala olarak bilinen bir nifak ittifakıy­la başlar. Bu Kabalacıların o günden beri amaçları, “Mesihlerini” dünyanın önderi yapmaktır ve İncil’i onların yorumlamasına bakı­lırsa, bu kişi Davut soyundan olacaktır. O günden beri, beklenen önderleri gelene dek bu sözde soyu korumak için kendi aralarında evlenmişlerdir ve tarihteki pek çok önemli kişi de onların arasın­dadır. Büyük İskender soyuyla evlenen bir İran hanedanıyla baş­larlar. Kral Herod’un (E.n: I. Hirodes veya Büyük Hirodes: M.Ö. 74-M.Ö. 4. Roma İmparatorluğu tarafından Yahudiye Eyaleti’ne atanan Yahudi Kralı. Birçok insan için, Hirodes hakkında en iyi bi­linen şey Matta İncili bölüm 2’de, Yeramya 31:15’ten nakille anla­tılan Masumların Katli hikâyesidir) ailesiyle birleşen bu hanedan, Roma İmparatorluğu’nun en önemli gizem okulu olan Mitra’yı oluşturmuş ve dağıtmıştır ve zamanla Hristiyan hareketine katkıda bulunup, Katolik Hristiyanlığını geliştirmiştir.
Reklam
460 öğeden 331 ile 340 arasındakiler gösteriliyor.