“Bütün acıları zamanla geçirir, yaralarımızı zamanla sararsak kalbimizi şu saatteki ateş gibi sıcak tutarız zannettik. Kalbimi görüyor musun Derviş, hâlâ yanıyor, ama bu kalbi taşıyacak beden çoktan çürüdü. Peki, söyle bana, bu kalp bundan böyle nasıl devam etsin sevmeye? Sevmek için sadece bir Kalp değil, onu saran et, kemik ve kan da bir ihtiyaçmış. Ama âşık kalmaktan bunu bir an bile düşünememişim,”
Sayfa 131 - Everest Yayınları
Sen hayatının en büyük saklambacını oynuyor olabilirdin ama ben de iyi bir ebeydim ve seni bir mezarda değil, kurtların, ayıların, örümceklerin, köpeklerin ve kertenkelelerin ve yarasaların ve karakargaların bile bilmediği izbe bir kuytuda ya da kırmızı güllerin yanıp söndüğü bir cennet bahçesinde sobeleyecektim.
Sayfa 19 - Everest Yayınları
Bak ben de hamur yoğururken onu düşünüyordum. Rıfat Amcam bize masal gibi bir şey anlatırdı. Bir kadın varmış, bebeği olmamış da ekmek hamuru yoğururken Yaradan'dan çocuk dilemiş. Kurban olduğum Allah'ımın hikmetinden sual olunur mu? Kadın hamurdan bir bebek yapıp dururmuş, duası kabul olmuş da hamurdan bebek canlanıvermiş. Duayı öyle yürekten edeceksin işte. Düşünüyorum, bu kadar duama şimdiye kadar Sevgi'nin on kere anne olması gerekirdi ama olmadı. Olmuyorsa vardır yüce Rabbimin bir bildiği. Ama yine de öyle Allah versin, vermiyorsa kendi bilir deyip kenara çekilmek olmaz. İstemeye, dilemeye devam edeceksin. İnsan niye var? Yaradan'a kulluk etsin, dua etsin diye.
Sayfa 57Kitabı okudu
Aynadaki Yalan
İsrail oğullarından biri Allah'a hitap etmiş: "Ne günahlar işledim, ne sapıklıklar yaptım, beni cezalandırmadın!" Allah onu peygamberine vahyetmiş: "Git de, ona de ki, ben kendisine en büyük cezayı verdim, ama farkında değil; ondan duayı ve gözyaşını kestim!.."
Sayfa 186 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Sınıfa girince onların artık birer seyirci haline geldiğini görüyorum... İzliyorlar, ama yaşamıyorlar.
Zavallı Quasi, dedi Solitaire. Köydeki en iyi aşçıyı getirdi. Bize sürpriz yapmaya çalışıyor. Avacado salatası, ıstakoz ve rosto pişiriyorlar. Komutan O'Neil de bize Jamaica'da bulabildiği en iyi şampanyadan bir kasa bıraktı. Ağzım sulanıyor. Ama unutma sürpriz bu. Mutfağa girdim. Zavallı aşçı Quasi'nin gazabından neredeyse ağlayacaktı.
