Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Nitekim bu kadınlardan, "Gördesli Makbule Hanım 1921'de evlendikten hemen sonra kocasıyla birlikte bir çete örgütlemişti. Bu çete, birkaç ay boyunca düşmanı hayli hırpalamıştı. Bu mücadelenin neticesinde de Gördesli Makbule Hanım savaş alanında şehit düşmüştü.⁸²² Yine, Tayyar Rahmiye Hanım Güney cephesinde 9. Tümene bağlı bir gönüllüler
Sayfa 336 - Genç BirikimKitabı okudu
Hocam ya : ))
Nasreddin Hocanın Moğol istilası sırasında Anadolu direnişini örgütleyen Ahi Evran olduğu düşünülse de Ahi Evranın tarihsel kişiliği zamanla halk arasında yaygın Alevi-Bektaşi geleneği ve Bostan Dedesinin özellikleriyle birleşerek eklektik bir figür ortaya çıkarmıştır. Efsanevi bir kişilik olan Nasreddin Hoca hem şehir merkezlerinde hem de köy yollarında ortaya çıkan, çocuklarla eğlenen ve sıradan insanlarla alay eden neşeli bir ihtiyar görünümündedir fakat ağzı hayli bozuktur. Göle maya çalmaya çalışması ve sahip olduğu kazanın doğurduğunu iddia etmesi onun bereket artırıcı Bostan Dedeliğinin simgeleridir. Nasreddin Hocanın kimi anlatıları düzenbaz arke tipine özgü motifler barındırır. Bu tip anlatılarda Nasreddin Hoca yer yer tanrıya bile gönül koymaktadır: Nasreddin hoca aynı zamanda sağaltıcı güçlere sahiptir. Ölümcül hastalıklara tutulan kişileri sahip olduğu güçle tedavi edebilmektedir. Buna karşın tersi pistir ve kendisi herkesle alay etmesine karşın alay edilmekten hiç hoşlanmaz. Bu öykülerden biri şöyledir: Çömez İmâd, hocaya takılmak amacı ile yalandan hasta olur. Okuyup üflemesi için hocayı çağırırlar. Kendisini tanıyıp tanımadığını soran hocaya İmâd şakayı daha da ileriye götürerek Sen eskici Kara Koca değil misin?karşılığını verir. Hoca da ona Sen sağlık yerine taşağımı alırsın der. İmâd bu kez gerçekten onulmaz bir hastalığa tutulup ölür
Sayfa 227Kitabı okudu
Reklam
Amazonlar Anadolu'da yaşamış olan sa­vaşçı kadınlardı. Çok güçlü kuvvelli ve cesur hatta eski Yunanistan'ın en büyük efsanevi kahramanlarına denk savaşçılardı. Büyük fi­lozof Platon ve Sokrates Amazonların Yuna­nistan ve hatta Atina’ ya akın etmiş oldukla­rını kesin bir tarihsel gerçek olarak kabul ve ilan ederler. İsa'dan önce dördüncü yüzyılda yaşamış olan o büyük dimağlar öyle kolay kolay mitolojik efsanelere inanacak zekâlar­dan değildiler. Amazonlar için anlatıları hikâ­yeler İsa’ dan önce yirminci yüzyıldan on ikinci yüzyıla kadar geçen sekiz yüzyıla ait­tir.
Sonuç
Bu fıkralar aslında Osmanlı'nın son yıllarında savaşlar sebebiyle yoksul düşen, sömürülen, aşağılanan Anadolu insanının Cumhuriyet yıllarında ekonomik güç kazanarak rahatlayışının söze dökülmüş biçimidir sanki.
Sayfa 150Kitabı okudu
Adem ile Havva Her Yerde
“Dünyada başka hiçbir hikâye insan soyunun anne ve babası Âdem ile Havva kadar meşhur değildir. Onları konu edinen bilmeceler, atasözleri, şarkılar, şiirler, romanlar, operalar ve filmler vardır. Kitab-ı Mukaddes’teki Âdem ile Havva hikâyesi, Mezopotamya, Arabistan, Anadolu ve Mısır’ı geniş ölçüde dolaşan Bedevi kabilelerinin sözlü geleneğiyle gelişti ancak çoğunlukla Vaat Edilmiş Topraklar ya da bunun dışında tek tek sayarsak Filistin, Fenike, Aram, İsrail, Yehuda ve Samarya diye de bilinen bir bölgeye de yerleşti. Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman anlatıları, Âdem ile Havva hikâyesini aktarıp genişletti. Cennetteki bitki örtüsü, ağaçlar, çiçekler, meyveler, hayvanlar ve ilk insanlar yerel kültürel nitelikler kazandı. Kimi zaman portakal, nar, incir, üzüm, muz ve ekmekağacı meyvesi elma yerine cennetin yasak meyvesi ilan edildi. Çağlar boyunca hikâyeler bir kuşaktan diğerine sözlü olarak aktarıldı ve gitgide yazıya dökülüp estetik biçimde tasvir edilir oldu. Anlatılarda görülen farklılıklar sadece birbirinden uzaklaşan dini fikirlerden değil, aynı zamanda hikâye anlatıcılarının ve sanatçıların şahsi yaratıcılıklarından da kaynaklanıyordu."
Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyacak