Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Esir şehir üclemesi' nin ikinci cildi esir şehrin mahpusu' nda, kamil bey hapistedir; kendisiyle, ailesiyle ve ait olduğu Osmanlı aristokrasisiyle derin bir hesaplaşmaya girişir. Çürümüş, işbirlikçi aileler, Anadolu ' da gitgide güçlenen Kuvayı Milliye direnişi ve hapiste, korkunç bir dram içinde, yapayalnız, kendisini Kurtuluş Mücadelesi' yle yeniden yaratmaya karar veren Kamil Bey...
İngiliz yetkililer ile sultan Vahdettin'in görüşmesinden sonra
"General Milne'in görüşüne katılmıştım. O görüşmeden sonra Sultan Vahdettin'i daha sıkı kontrol altına almam gerektiğini anladım ve sarayın etrafına tel örgü çevirttim. Tek bir çıkış kapısı bıraktım, nöbetçileri arttırdım. Sonraki günlerde kesin kanıya sahip oldum. Sultan Vahdettin, Anadolu'ya kaçacaktı. Bir fırsatını bulduğunda Küçük As- ya'ya geçecek ve milliyetçi direnişi örgütlemeye çalışacaktı. Buna milliyetçilerin nasıl bir yanıt vereceklerini araştırmaya koyuldum. Gelen haberler İngiliz politikası yönünden pek de iç açıcı değildi..." İşte bu yüzden engellendi. Anadolu'ya geçmesi istenmedi. Çünkü o takdirde İngiliz oyunu bozulacak, saltanat ve hilafet kaldırılamayacaktı. Sarayın etrafına tel örgü çektiler. Bunu bile bile "Vahdettin, neden Anadolu'ya geçmedi?" diye hâlâ soracak insan var mı?
Reklam
“Karakol Cemiyeti, kurduğu mahalle teşkilatlarıyla İstanbul’u ve tayin ettirdiği kumandanlar vasıtasıyla Anadolu ile bağlantı yolunu kontrol etmeye çalışırken diğer taraftan da Anadolu’nun çeşitli bölgelerine direnişi örgütlemek üzere teşkilatçılar göndermişti.”
Sayfa 41 - Kronik KitapKitabı okudu
Fevzi Paşanın Ankara’ya varışı “Ankara’yı çok meşgul eden büyük bir olay” oldu. Mustafa Kemal, gelen yolcunun getirdiği değerleri bili­yordu. Evvelâ Fevzi Paşanın Anadolu hareketine karşı direnişi ortadan kalkıyordu.
Sayfa 239Kitabı okudu
Padişah Vahdettin: “İngiliz ulusuna karşı beslediğim sevgi ve hayranlık duygularımı babam Sultan Abdülmecit’ten miras aldım. Ümidimi Allah’tan sonra İngiltere’ye bağladım.” Bakan Rıza Tevfik (Bölükbaşı) 1920: “Anadolu direnişi bir blöftür. Avrupa medeniyeti Anadolu’yu bu zararlı haşerelerden temizleyecektir. Medeniyeti temsil eden İngiltere gibi bir devlete itiraz etmek küstahlıktır.”
1934’te Atatürk soyadını alacak olan Mustafa Kemal (1881-1938) Anadolu müslümanlarını harekete geçirmekte ve direnişi örgütlemekte hayatî bir rol oynayacaktı.
Sayfa 81 - PdfKitabı okudu
Reklam
Batı Roma'ya Karşı Palmira Direnişi
267 yılında Odenaethus'un ikinci karısı Zenobia küçük oğlu Vaballathus adına naibe olarak hüküm sürmeye başlamıştı. Gallienus, Zenobia'nın yönetimini reddetti. Fakat askerî hamlesi başarısızlıkla sonuçlandı.Batı Roma İmparatoru Gallienus 268 yılında yağma, yakıp- yıkma ile bölgeleri harap eden Gotları yakalayıp meydan muharebesinde yendi. Gallienus'un İtalya'yı korumak için bıraktığı general ayaklandı. Gallienus bunun üzerine aceleyle geri dönerek Milano'yu kuşattı. Fakat burada ihanet sonucu tek başınayken suikasta uğrayıp öldürüldü. Zenobia ordusunun başında Mısır'ı ve Anadolu'yu fethetti. Askerleriyle birlikte uzun ve yorucu seferlerde at sürmesinden dolayı "Savaşçı Kraliçe" olarak anılmaya başlandı.
Sayfa 189 - Kalender Yayınevi
1800'lerin ortasından itibaren Orta Asya'yı ve Kafkaslar'ı işgal eden Ruslar'a karşı direnişin önderleri arasında da Nakşi şeyhleri vardı. Bu büyük mücahidler arasında, koca Rus ordu- suna karşı ülkesi Dağıstan'ı 25 sene boyunca savunan kahraman Şeyh Şâmil vardır. Aynı cihad ruhu Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı'nın do- ğu bölgesini işgal eden Rus ve Ermeniler'e karşı Muhammed Ziyaeddin gibi Nakşi şeyhlerinde görüldü. Bu zat savaşa der- vişleriyle katıldı, hatta savaşta bir kolunu kaybetti. Aynı savaşta Mevlevîler, Rufâiler ve Kâdiriler de "derviş alayları" kurup cephede İngiliz ve Fransızlar'a karşı savaştılar. Osmanlı'nın son yıllarında Anadolu'da Batılı devletlerin iş- galine karşı direnişi organize etmede ve Kurtuluş Savaşı'nda yine Nakşi şeyhleri büyük rol oynadılar.
Sayfa 105
Ermenilerin 1918 sonrasında ikinci faaliyet alanını "Kilikya Bölgesi" diye adlandırılan, Adana, Maraş, Antep, gibi şehirleri içine alan bölgedir. Bu bölgede Ermeniler, Fransız emperyalizminin aracı olmuşlardır. Fransa'da 1919 sonuna kadar bu bölgeyi "Ermenistan" diye adlandırmıştır. Georges Picot, Fransa tarafından bölgeye
Mondros Mütarekesi sonrasında Berlin'de buluşan Enver, Talat ve Cemal paşaların bir çabası da Anadolu'da Mustafa Kemal Paşa'nın başlattığı direnişe destek olmaktır. İngiltere'ye dışarıda verecekleri her zararın Anadolu'daki direnişi kolaylaştıracağını düşünmektedirler. Cemal Paşa Hindistan'a, Halil Paşa ise İran'a giderek İngilizlere karşı isyan başlatacak, Mustafa Kemal'in elini rahatlatacaklardır. Ancak olaylar planlandığı gibi gelişmez. Enver Paşa'nın Milli Mücadele'nin akamete uğraması halinde Rusya'da kuracağı bir orduyla Anadolu'ya geçme, savaşı sürdürme düşüncesi ve Müdafaa-i Hukuk hareketinin İttihat Terakki'den uzak durma gayreti, Enver Paşa ile Ankara'nın arasını açar. Enver Paşa Sakarya Zaferi'nden sonra Anadolu'da ikilik çıkarmamak adına kendisine yeni bir yol çizer ve Ruslara karşı Türkistan bağımsızlık hareketine katılmak üzere Buhara'ya gider. 4 Ağustos 1922'de çıkan Cegan Tepesi'nde Sovyet birlikleriyle muharebede şehit olur. Bu haber Büyük Taarruz öncesi Mustafa Kemal Paşa'ya ulaştığında üzüntüsünü; "Enver bir güneş gibi doğmuş, bir gurûb ihtişamıyla batmıştır; arasını tarihe bırakalım." sözleri ile ifade edecektir.
Sayfa 268Kitabı okudu
127 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.