Bu mevzu ancak bu kadar güzel açıklanabilirdi
Barutu bilen, maden işçiliğinde çok ileri bir safhaya varmış olan Çinlilerin hiç ateşli silah icâd etmemiş olmaları bana kalırsa bireysel ve toplumsal hedeflerin bağlı olduğu ahlaki değerlerle ve bu ahlaki değerlerin çıktığı dünyayı anlayış ve yorumlayış biçimiyle açıklanabilir.
Sayfa 50Kitabı okuyacak
Süpermen Türk Olsaydı Pelerinini Annesi BağlardıAhmet Şerif İzgören · Elma Yayınevi · 20195,2bin okunma
Çavdar Tarlası kitabında bizi hayran bırakan alıntılar:
İlk cümlelerinden itibaren farklı üslubuyla bizi kitaba bağlar...
'Anlatacaklarımı gerçekten dinleyecekseniz, herhalde önce nerede doğduğumu, rezil çocukluğumun nasıl geçtiğini, ben doğmadan önce annemle babamın nasıl tanıştıklarını, tüm o David Copperfield zırvalıklarını filan da bilmek
-Jerome_David_Salinger608.jpg){kind=small}
Ancak bu kadar güzel açıklanabilirdi
Hele bir ders var ki adında meymenet yok.
Dersin adı:" Din kültürü ve ahlak bilgisi" önce şunu bilelim: Din,kültür değil; ahlakla da bilgi değil.
İkisi de yaşanır. Bir inancı içerir, öteki o inancın gerektirdiği davranışı. Dini kültür, ahlakı da bilgi olarak öğretirseniz o çocuktan inanç ve ahlaklı davranış bekleyemezsiniz.
Bugünkü durumumuz ancak bu kadar güzel açıklanabilirdi.
Kadınlar erkeklik imtiyazlarını ve erkeklerlerin nasıl düşünüp davranacağını, Gayrimüslimler Müslümanların imtiyazlarını ve Müslümanların nasıl düşünüp davranacaklarını, Kürtlerin Türklük imtiyazlarını ve Türklerin nasıl düşünüp davranacağını belirler; çünkü bilmek zorundadırlar. Bu bir hayatta kalma bilgisidir.
Sayfa 37 - DipnotKitabı okudu
Prof.Dr. İhsan Fazlıoğlu
İçinde bulunduğumuz hal ancak bu kadar güzel açıklanabilirdi:
"Teorik perspektifimiz yok millet olarak; başkalarının teorilerinde yaşıyoruz."
Hayat bir oyun
Tiyatro oyunlarıyla yaşayan birkaç arkadaşın hayata da bir tiyatro oyunu muamelesi yapmasını anlatan güzel bir tiyatroydu. Sonu da anlamlıydı. Coşkun'un hayatta yaptığı büyük hatalardan kaçmak için hayatı tiyatro oyunu gibi görmesi ve yazdığı oyunları ciddiye alması, kendi hayatından pişmanlık duyduğu için yazdığı oyunları kendi hayatıymış gibi benimsemesiyle açıklanabilirdi. Onun adına üzüldüm. Cemile'ye de gerçek hayattan kopup hayal aleminde yaşayan bir kocayla yaşadığı için çok üzüldüm. Coşkun, adı gibi çok tutkulu ve sanatını ciddiye alan bir karakterdi fakat bir o kadar kararsız ve ne yapacağını bilemeyen bir zavallıydı. Oğuz Atay'ın en tipik karakterlerinden biri... İstediği kişiyle evlenmemişti. Hayatında bir başarı elde edememişti. Borç içinde yüzüyordu. Delirmiş gibi konuşmaları bana Necip Fazıl Kısakürek'in Bir Adam Yaratmak tiyatrosunu anımsattı. Ancak Coşkun'un milletine katkı sunma şevkini çok beğendim. Nutuk çektiği yerler güzeldi. Saadet Nine'nin geçmişte kalmış zihni ve buna göre şekillenen davranışları da eğlenceliydi.
Oğuz Atay'ın ülkedeki yasaklara gönderme yaptığı yerler de güzeldi. İğneleyici tavrını görmezden gelmek mümkün değil zaten .
Tiyatro okumayı sevenlere bu kitabı kesinlikle öneririm.
Oyunlarla Yaşayanlar
Oğuz Atay
