Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ah be gülüm, başka bir dünyanın insanısın sen. Yakışmıyor buralar sana. Anlamazlar seni. Bunca yıl geçmiş, bunca, yapayalnız kalmışsın. Bir soran var mı, Ne yaparsın sen, ne istersin, Kimin kimsen, bir derdin, sıkıntın...
Anlarsınız saklarlar Susarsınız korkarlar Anlamazlar mı, hem de nasıl Öyle bir anlarlar Ki
Reklam
Dünyayı sevmek insanı sarhoş eder arkadaşlar. Sarhoş akılsız demektir. Ne ayet anlar ne hadis anlar, ne dosdoğru yol anlar, bir şey anlamazlar onlar.
Başkalarının size hayran olmasına bağımlı olmayın. Bunda hiçbir güç yoktur. Kişisel erdeminiz dış bir kaynaktan çıkartılamaz. Kişisel erdemimiz arkadaşlarınız da bulunmaz, başka insanların size gösterdiği saygıda da bulunmaz. Diğer insanlar, sizi sevenler bile, sizin fikirlerinizle uyuşmazlar, sizi anlamazlar ya da sizin coşkunuzu paylaşmazlar. Bu bir yaşam olgusudur. Artık büyüyün! Başka insanların sizinle ilgili ne düşündüklerinden size ne !
Kuvveti hak sayanlar, sözden anlamazlar. Onların zulümleri engelleyecek bir yaptırım gücüne sahip olmamız lazım.
"Bir düşüncenin ortaya çıkabilmesi için her şeyden önce insanın çalışıp çabalaması, emek vermesi, bizzat bir uygulama içinde olması gerektiğini nasıl anlamazlar. Vermeden hiçbir șey alınamaz. Önce çalışacağız, sonra kendi düşüncemiz olacak. Fakat biz hiçbir zaman çalışmadığımız için bugüne dek bizim yerimize çalışanlar, yani işte bildiğiniz Avrupa, Almanlar, yani iki yüz yıldır bizim öğretmenimiz olanlar bizim yerimize düşünce sahibi oldular." :)
Reklam
"Bir də ömrü boyu heç şillə yeməyənlər bundan bir şey anlamazlar"
Osman Şahin
"Kapılar örtük. Yüzler yabancı. Seninse derdini çözmeye dilin lâl. Bilgi lisanımız Kürtçedir çünkü. Kürtçe konuşsan anlamazlar, derdini illaki Türkçe çözeceksin. Fukaralığın Türkçesi olurmuş da Kürtçesi olmazmış gibi..."
Sayfa 195 - Avesta YayınlarıKitabı okudu
Tavuk yumurtaları üzerine kuluçkaya yatan bir kartalın ne duyumsayacağını biliyor musun, küçük adam? İlk önce yumurtalardan kartal yavruları çıka­cağını ve onlardan birer kartal yetiştireceğini sanır. Ama çok geçmeden onların birer civciv oldukları ortaya çıkar. Kartal umutsuzluğa düşer, ama yine de onlardan birer kartal yapmaya bakar.
Sayfa 78 - Doruk Yayımcılık, Baskı: Nisan 2011 - İngilizce’den Çeviren: Selma KoçakKitabı okudu
171- Kafirlerin hali bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara haykıran kimsenin (çobanın) hali gibidir. Kafirler taklide daldıkları için kendilerine okunan şeylere kafa vermezler, onlara anlatılan şeyi derin düşünmezler. Bu konuda kendilerine haykırılan ve sesi işitip de manasını anlamayan, çağırmayı hissedip de anlamını kavramayan hayvanlara benzerler. Şöyle de denilmiştir: Bu onların atalarını dıştan taklit edip gerçeğini anlamayan hallerinin sesi işitip de altındaki şeyi anlamayan davarlara benzetilmesidir. Ya da onların putlara dua etmelerinin davarlara haykıran çobana benzetilmesidir. Bu son teşbih muzafın hazfine ihtiyaç duymazsa da “ancak bağırıp çağırmadan başka bir şey duymaz” ifadesi buna müsaade etmemektedir. Çünkü putlar duymaz; meğerki bu, karmaşık temsil babından sayıla. “summun bükmün umyun (onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir)”. Bu da zem olmak üzere (mahzuf müpteda hum ile) merfudur. “Artık onlar anlamazlar” bilfiil anlamazlar, çünkü bakışları kusurludur.
Sayfa 233 - 2/Bakara-171
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.