Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Suat Dervişin daha önce okuduğum kitabından bildiğim kadarıyla karakterlerin yaptıkları şeyleri bir zemine oturtabiliyoruz. En azından ben yazarın okuduğum diğer kitabı 'Kendine tapan kadın' da Nazan'ı okurken yaptıkları benim mizacım ters olmasına rağmen hak vermiş onu biraz da olsa anlamıştım. Bu kitapta aynı şekilde" çok seven kadın hak etmeyen erkek" motifini gördüğümde Nazanla kurduğum empatiyi Macideyle de kuracağımı düşündüm ama bir kısımdan sonra kadının nefes aldığını okumak bile bana batmaya başladı. "Bir yerde düzelecek, kızı çok güzel yazılmış, bir kaç sayfa daha.." gibi motivasyon sözleri bile yetmemeye başladı. Suat Derviş muhtemelen Macide karakterini güzel bir şekilde açıklamıştır ve onun karakterine uygun bir son yazmıştır ama ben böyle bir karaktere karakterim gereği bir sayfa daha devam edemedim.
-spoiler içerir-
Bu kitap beni yaralayan ilk kitap değildi fakat en önemlilerinden olduğu kesin. Bu noktada yazara biraz kızmadım değil. Neden kitabın tamamı bu kadar kötü olaylarla dolu! Başlarına en küçük bir şans tanesi düşse hemen ertesi günlerde kırk tane kötü olay geliyor. Kitabın en başında Fugui'nin tüm parasını kaybetmesine
Dün 1.kitabı bitirdikten hemen sonra buna başlamıştım. Hala kız hakkındaki düşüncelerim değişmedi. Spoi
Finn i hakettiğini düşünmüyorum. Aşık bi insan halkının iyiliği için bile olsa aşık olduğu kişiyi bırakıp başkasıyla evlenmeye razı olmazdı bence. Hani kitap çok akıcı kendini okutuyor falan ona lafım yok ama bazı şeylerin üstünde fazla gereksiz duruldu bazılarının daha çok üstünde durulması gerekiyordu. Gölge benliği çok az geçti mesela. Ben daha çok kötü tarafını okumak isterdim. Kız bize kendini merhametli iyi diye tanıtıp kendini öyle tanımlayıp durdu sebastianı bu yüzden öldürmek veya kendini öldürmesine izin vermek istemedi anlıyorum ama o bencil kibirli ve takıntılı sebastian nasıl kendini feda etmeye karar verdi anlamadım. Finn çok arka planda kaldı bence özellikle son 100 sayfada. Mab'ın torumu olduğunu anlamıştım kızın ama finn yıllardır o taht için mücadele ediyordu ve sadece kan bağından dolayı herşeyi kızın eline bırakacaktı nerdeyse. Üstelik kız sebastianla bağını tamamlıyodu nerdeyse ya. Son 30 sayfayı aşırı bi stres yüklemesiyle okudum. Herşey nası düzelebilir diye düşünmekten 1 saatte anca okudum 30 sayfayı. Dediğim gibi kitap kendini okutturuyo ama sjm veya elise kova gibi değil tabiki. Eğer güçlü bi kadın karakter görmek istiyosanız(tam anlamıyla) kesinlikle aradığınız şey bu kitap değil. Ben kızın güçlü karakter kısmına girdiğini düşünmüyorum. Erkek karakterlerde öyle aşırı mükemmel değildi. Herhangi biriyle bağ oluşmadı aramda açıkçası. Yani okunabilir bi kitap ama kesinlikle bi acotar beklemeyin
Epeycedir yoktum, yaklaşık 2 aydır hayatımda çok garip şeyler oluyor. Ben Kirke'yi bitirdiğim halde, buraya inceleme yazısı koymadım, hiç paylaşım yapmadım. Ama şimdi bu suskunluğa bir son verip size Kirke'den öğrendiklerimi anlatacağım. Spoiler çok var, uyarmadı demeyin :)
Kirke, ailesinin ilk çocuğudur. Normalde, ilk çocuğun aile için
Çok severek okuduğum ve zorbalığa dair gerçekçi bir dili olan müthiş bir kitaptı. Sınav haftamda olup kitabı beğenmezsem diye birçok kez şüpheye düşsem de kitap beni benden aldı. 5 puanının sonuna kadar hak eden bir kitap. Ama maalesef sadece karakter için puan verseydik o zaman başkaraktere puanım kocaman bir SIFIR olurdu. Benim tavsiyem kitabın
Bir şifre bilimci, bir makine teknikeri, bir pilot, bir kaptan, bir güvenlik görevlisi,bir doktor ve onun stajyeri olmak üzere yedi kişilik şirketleri tarafında ekip yardim çağırısı aldıkları gezegene gidiyorlar. Herkesin öldüğünü ama tek bir kişinin hayatta kaldığını keşfediyorlar. Hayatta kalan kişi salgın hastalık var diyince enfekte olmaktan kaçmaya çalışıyorlar ama ne kaçış. Ne olaylar oluyor ne olaylar.
O doktorun sessiz sessiz takılmasından bir şey sakladığını anlamıştım ben zaten. Söylediği şeyi bile yarım yamalak söyleyip insanı sınır krizine sokan bir tip. En son artık Doktor neyi itiraf edecek firdevs hanım stajyerle ne ilgisi var diye isyan ettim.
Sanırım bilim kurgu kitaplarının beyin yakma özellikleri var. Kitabın kapağını kapatırken derin bir nefes verdim. Tabi ki bu kitabı sevmedim demek değil, kitaba resmen bayıldım!
Bir kere kurgusu şahane.Bütün olaylar o kadar güzel anlatılmış ki yaşıyor gibiydim.Orada, o ekibin bir parçası gibi hissettim kendimi.Kitabı okurken her an enfekte biri üstüme atlayacak tedirginliği yaşadım.Bu his biraz korkmama sebep oldu ama olsun
İkinci kitabını almamıştım belki sevmem diye ama kesinlikle alacağım. Sonları ne oldu öğrenmeden duramam. Kitabı şiddetle tavsiye ediyorum ben inanılmaz beğendim.
