Dünya tarihindeki en önemli Rus yazarları arasında yer alan Tolstoy... Aristokrat bir ailenin ferdi olan yazar, aile konağında meydana geldi. Para durumları iyiydi, Dostoyevski gibi yokluktan gelmiş bir yazar değil kendisi; ancak aile durumları hiç de iç açıcı değil. 2 yaşında(1930) annesini, 9 yaşında(1937) babasını kaybediyor. Çok iç açıcı bir
“Onu buraya getiren benim, uzun ve mutlu bir yaşlılığı olmasını arzu ediyorum. Öyleyse onun istediği gibi yaşamam icap ediyor. Oysa benim ne kabına sığmaz bir şefkate ne de desteğe ihtiyacım var, yalnızca sessizliğe gereksinim duyuyorum; yorgunum. Bu duruma alışacak mı? Ben alışacak mıyım? Ne olacak?” (s.99).
Yaşam, anne karnına düştüğümüz andan
Öyküleri karışık bir sıra ile okudum ve en sevdiğim öykü, kitabın ilk öyküsü olan anneannemin son ölümü.
Kitapta 13-14 yaşlarında hayatla pek arası olmayan ergenler konu edinilmiş. Ergenler diyorum çünkü hiçbiri sağlıklı düşüncelere sahip değildi karakterlerden.
Kitap hakkında kötü konuşacağım çünkü pek beğenmedim. Tamam karakterler erken kaybetmişler, 13 -14 yaşındalar, hayata herkes gibi bakmıyorlar. Ama kimse kusura bakmasın da, ben bu yaştaki erkeklerin o kadar sapkınca düşüncelere sahip olacaklarını, sabahlara kadar barlarda takılacaklarını falan düşünmüyorum. Biraz abartılı bir durum bu bence,
Örneğin bu kitabın bir öyküsünde kahramanımız gece yarısı bir bara gidiyor ve orada abisinin sevgilisini elliyor. Başka bir örnek vermem gerekirse, bir kahramanımız öğretmenini *** düşünüyor, başka bir karakterimiz aynı şekilde komşusunu. Bu liste çok fazla uzar ama ben gerçekten bu kitabı hiç beğenmedim o yüzden uzatmak istemiyorum.
Konusu ilgi alanınızı çekiyorsa öneririm sonuçta benim beğenmediğim tek şey konusu. Onun haricinde dili basit, kolay okunan bir kitap. Konusu ile ilgili sıkıntınız yoksa keyifli okumalar hepinize :)
Erken KaybedenlerEmrah Serbes · İletişim Yayıncılık · 20219,9bin okunma
Bazen sinirden mi gözlerim doluyor, sevgiden, özlemden, yoksa nostalji ihtiyacından mı bilemiyorum, herhalde alışkanlıktandır deyip uyuyorum.
Beni bu çıkmazdan bir tek Yasemin kurtarabilirdi, o da düşünmek için biraz süre istedi. Yedi sene önce.
Bazen amma uzun düşündü diyorum,daha çok günbatımlarında.
Devletin yıkılmasını istiyorum.Yasemin düşünmek için süre istediği zaman hiçbir devlet büyüğünün araya girip işleri yoluna koymak için çaba sarf ettiğini görmedim. Hep boş vaatler, yaralar sarılmadı…
-Anneannemin Son Ölümü-
Büyüdükçe arzularım küçüldü, şaşkınlıklarım küçüldü, beklentilerim küçüldü. Büyüdükçe öyle küçüldüm ki içimde taşacak bir şey kalmadı. Büyümenin bir bedeli varsa işte bu, yarım metre uzadım, yirmi kilo aldım ve dünyadan vazgeçtim.
Emrah Serbes ile birlikte sevimli olduğu kadar yaramaz, çokbilmiş, boyundan büyük laflar eden bacaksızların olduğu, erkek çocuklarının dünyasına patinaj çekerek hızlı bir giriş yapıyoruz :)
Kitabımız 8 ayrı öyküden oluşuyor;
1. Anneannemin Son Ölümü
2. Zannettiğin Gibi Değil
3. Korhan Ağbi'nin Kardeşi
4. Denizin Çağrısı
5. Cahide
6. Üst Kattaki Terörist
7. Alçakgönüllü Arzular
8. Kimi Sevsem Çıkmazı
Alt metinde gündelik hayattaki sıradan insanları anlatırken...
Samimi dili, eğlenceli bölümleri olan ve bana bol kahkaha attıran, neşelendiren bir okuma oldu :)
Yeraltı edebiyatını sevdiğimi söylememe gerek yoktur herhalde ;)
Kitapla kalın...
Erken KaybedenlerEmrah Serbes · İletişim Yayıncılık · 20219,9bin okunma
Kitapta, Aleskey İvanoviç'in saplantılı aşkı ve kumar tutkusu konu alınmış.Dostoyevski ,emeksiz şansla kazanılan paranın verdıği hazzın ,kaybettiklerini geri alma hırsınınn ardından daha fazlasını istemenin insanı nasıl kumarbaza dönüştürdüğünü çok iyi aktarmış.Bunda bir süre kumarbaz olmasının etkisi olmuştur zannımca.
Babaannenin katılmasıyla beraber roman benim için daha eğlenceli hale geldi .Babaanneyi, Emrah Serbes'in Anneannemin Son Ölümü öyküsündeki anneanneye benzettim ,ikisine de kanım çok ısındı.
Kitap okuduğum klasiklere nazaran daha akıcıydı Okumanızı tavsiye ederim
KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202368,3bin okunma
“İşte o zaman Yasemin, düşünmek için biraz süre istemişti. O anda başka şeyler de söylemiş olabilir ama unuttum. Sonuçta sevilen her kadın güzel bir şarkıdır, bütün sözlerim hatırlayamazsın belki ama melodisi aklında kalır.”
“Ne olmuş?”
“Anneannemiz ölmüş. Başımız sağ olsun.”
“Oh my God!”
Sırt çantamı alıp çıktım evden. Minibüse bindim, minibüsten inip otobüse bindim, sonra otobüs vapura bindi, vapurdan indi köprüden geçti, otogara girdi. Otogarda otobüsten indim çevreye baktım, tanıdık yerler değildi. Büfeye gittim, “Bu şehrin en işlek caddesi neresi acaba?” diye