Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mussolini, Antalya dolaylarına gözünü dikmeye başladığında Atatürk, ''Bana çizmelerimi giydirtmesinler,'' der.
Sayfa 41 - Masa Kitap
Yasemin kokularıyla genişlemiş sokaklarda bir iyilik duygusuyla gülümsüyorsanız geçmişinize; sokaklar bahçeler boyu sapsarı ışıyan turunçlar, o kimliksiz beton yığınlarını bile Akdeniz'e özgü kılıyorsa, Antalya'dasınız. İyimser olmak için eşya gerekmez size. Gözleriniz var ya...
Sayfa 203Kitabı okudu
Reklam
1930'lu yılların ilk yarısından itibaren, Avrupa'daki gergin siyasi ortam içerisinde, Musolini'nin Almanya'nın idaresini elinde bulunduran Hitler'den cesaret alarak birtakım savaş hazırlıkları içerisinde olduğu istihbarat yoluyla hükümete bildirildi. İtalya'nın yaptığı bu hazırlıklarının altında, Antalya'ya çıkartma yapacağı endişesi vardı. Böyle bir durum karşısında, Alpullu, Uşak ve Eskişehir şeker fabrikalarının ürettiği şekerin, ülke ihtiyacını tam anlamıyla karşılayamaması tehlikesinin var olduğu ve bu temel tüketim maddesinin dışa bağımlı olmadan, iç tüketimi karşılayacak seviyede sağlanabilmesi için bir dördüncü şeker fabrikasının kurulması gerektiği sonucuna varıldı. Bu nedenlerden dolayı hükümet, bir dizi karşı tedbirler aldı. Bu tedbirler arasında, ülkenin ve ordunun şekersiz kalmaması için Anadolu yakasında bir şeker fabrikası kurulması da bulunmaktaydı.
Sayfa 143 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
Antalya, ünlerinin insanlardan daha hızlı hareket edebildiği bir kenttir. Tezgâhtar uyur, ağzı uyumaz.
Antalya, dünya üzerinde kendine ait güneşi olan tek kenttir. Bu güneş ısıtmaz ama ıslatır. Kanser yapmaz ama kan kusturur.
Gözlerin gözlerin gözlerin, ister hapisaneme, ister hastaneme gel, gözlerin gözlerin gözlerin hep güneşte, şu Mayıs ayı sonlarında öyledir işte Antalya tarafında ekinler seher vakti. Gözlerin gözlerin gözlerin, kaç defa karşımda ağladılar çırılçıplak kaldı gözlerin altı aylık çocuk gözleri gibi kocaman ve çırılçıplak, fakat bir gün bile güneşsiz
Sayfa 1560Kitabı okuyor
Reklam
Yok Artık!
Antalya, dünya üzerinde kendine ait güneşi olan tek kenttir. Bu güneş ısıtmaz ama ıslatır. Kanser yapmaz ama kan kusturur. Irkçı bir orospu çocuğudur. Turisti bronzlaştırırken, çalışanı buharlaştırır. O kadar erken doğar ki geceyi kimse anımsamaz. Güneş Antalya’ya, Isparta’dan yakındır. Kirpik terletir, dudak yapıştırır. Tatil köyüne doğuyorsa, kahvaltı sonrası için havuz kenarındaki şezlonga havlu atma, Topaz’ın bahçe girişindeki güvenlik kulübesine doğuyorsa beyin kanaması zamanıdır.
Antalya, dünya üzerinde kendine ait güneşi olan tek kenttir.
Yine ilk sıralara girmeyi başarmışız..
Antalya İl Tarım Müdürlüğü'nün 2011 Antalya Tarım Master Planı Yayınına göre, Avrupa'da en fazla pestisit kullanan ülke Hollanda. Bu ülkenin hektar başına pestisit kullanımı yaklaşık 13 kilogram En az pestisit kullanan ülke ise 1,2 kilogramla Finlandiya. Ülkemizde pestisit kullanım miktarları ise ilden ile değişiklik gösteriyor. Mesela, yaş meyve-sebze üretiminin yaygın olduğu Antalya'da kullanılan pestisit miktarı, yaklaşık olarak hektar başına 26 kilogram. Bu veriler, Avrupa'nın en fazla kullanan ülkesi olan Hollanda'nın iki katıdır.
The Man Who Sold The World adlı şarkı dinleyene şunu sordurur: The Man Who Bought The World kimdir? Dünyayı satın alanların kim olduğunu öğrenmek için Antalya'ya gelmek yeterlidir. Dünyanın tapusunu satanlara tezgâhtar, alanlara turist denir.
Reklam
Antalya teleferik faciası
Hayatımda ilk kez teleferiğe bineceğim için anlam veremediğim çocuksu bir heyecan kaplıyor içimi .
Sevgili Ş N'oldu dıye sordular bende, bir, iki kişiye söyleyecek oldum, Antalya 'da birlikteydık, dıye... İnanan olmadı.. "Peki anlat bakalım nerelere gittiniz? Hangi otele? Ayrıntıları kurcalıyorlar!? Yalan söylediğimi ortaya çıkarmk için...!!
Sayfa 110 - Adam Yayınları 1999Kitabı okudu
"Imparator Türklerin] İzmir [yöresi] kıyılarını, tâ Antalya'ya kadar, tümüyle yakıp yıkmış bulunmaları konusunu kafasına takmaya başladı ve bu [kıyıdaki] kentleri-onlara eski bayındırlıklarını yine kazandırmakla ve her yana dağılmış eski halklarını yeniden onlara yerleştirmekle- eski durumlarına döndürmekten geri kalmayı içine sindiremedi. Antalya'nın yazgısına ilgisiz kalmak şöyle dursun, özellikle onun halini kendine kaygı edinmişti.."
Düşman devletler, İstanbul'u ve Adana, Urfa, Maraş, Antep, Antalya, Konya, Samsun, Merzifon gibi ülkenin önemli parçalarını ordularıyla işgal ettiler. Yunanlılar da müttefiklerin özendirmesiyle İzmir’e çıktılar. Yunanlılar, bu işgal sırasında pek çok kötülük yaptılar. Buna rağmen padişah ve hükümeti, Yunanlılara karşı konulmamasını millete emrediyordu.
İlk öneriler arasında yer alan Erzurum Saylavı Emrullah Nutku ve Antalya Saylavı Akif Sarıoğlu'nun dört arkadaşıyla beraber verdiği, "Halkevleri'nin mallarına el konulması"yla ilgili yasa önerisi, DP yöneticilerinin uyarısı üzerine geri aldırıldı. Parti yöneticileri, bu tasarının yasalaşmasıyla Halkevleri'nin tümünün ortadan kaldırılamayacağını düşünüyordu. Bu nedenle parti yönetiminin uyarıları doğrultusunda Tekirdağ Saylavı Şevket Mocan ve elli üç arkadaşı Halkevleri'ni tümden yok eden bir yasa önergesi hazırladı. Meclis'in 6 Ağustos 1951 tarihli oturumunda ele alınan yasa tasarısı, epeyce tartışma yarattı.
Sayfa 34 - İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE YAYINLARIKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.