Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Niçin hep acı şeyler yazayım? Dostlar, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. "Hep kötü, sakat şeyleri mi göreceksin?" diyorlar. "Hep açlardan, çıplaklardan, dertlilerden mi bahsedeceksin? Geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir karış toprak, bir bakraç su için birbirlerini öldürenlerden; cezaevlerinde ruhları kemirile kemirile eriyip gidenlerden; doktor bulamayanlardan; hakkını alamayanlardan başka yazacak şeyler, iyi güzel şeyler kalmadı mı? Niçin yazılarındaki bütün insanların benzi soluk, yüreği kederli? Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu?" Hiç olmaz olur mu? Arayıp, bulup görmek lazım. Bunun için de kenarı köşeyi araştırmak istemez. Her şey apaçık ortada, göz önünde. Sade güler yüzlü, bahtiyar insanlar değil, bahtiyar köpekler bile var. Bende karar verdim, bu sefer açlıktan, ızdıraptan, nefretten değil... rahattan,tokluktan, sevgiden bahsedeceğim.
152 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Esas mesleği yazarlık olmamasına rağmen gayet başarılı bir kitap.. Tüm yaşadıklarını yazamadığı apaçık ortada olmasına rağmen gene de yazdıkları bile tüyler ürpertici. Ülkemizdeki bazı acı gerçekleri olduğu gibi yansıtan bir kitap.
Anne Kafamda Bit Var
Anne Kafamda Bit VarTarık Akan · Can Yayınları · 20175,9bin okunma
Reklam
Apaçık bir aydınlanma yaşamıştım: bilinçaltımda, sözkonusu fiyaka olduğunda insanoğlunun kitaptan daha fiyakalı bir şey icat etmediğini idrak etmiştim.
128 syf.
·
Puan vermedi
Hayata yenik bir şekilde başlayan zebercet daha anne karnındayken 7 aylık doğdu.Talihsiz bir doğumla başlayan serüven zebercetin kendine olan güvensizliği ve hayatta sürekli dışlanması onu yalnızlığa ve bunalıma yönlendirdi .Otel yalnızlığın kimse sizlerin yurdu olarak bilinen kapalı dar mekan sınıfına girmekte.İşin acıklı yani zebercet bir oteli yönetiyor.Ne kadar yalniz olduğu apaçık ortada....
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202330bin okunma
Ama işin apaçık ortada olan komik tarafı insanın yaşadıklarını hatırlamayı sürdürmesinde gizliydi. Diğer taraftan sadece günü yaşamaya çalışırsanız hatıralar silikleşirdi. Mutluluk bile sadece o anlık bir mutluluk olmalıydı. Benimsenmediği zaman yaşanılanlar giderek unutulan rüyaları andırmaya başlıyordu. Sonunda da çok derinlerde kalmış, hoşnutsuz bir tınıya dönüşeceklerdi.
''Sakın siz de başka erkekler gibi düşünmeyin...'' dedi. Sözlerime başka manalar vermeye kalkmayın...Ben hep böyle apaçık konuşurum...Bir erkek gibi...Zaten bir çok taraflarım erkeklere benzer...Belki de bunun için yalnızım...''
Reklam
Ford Prefect'in insanlar hakkında en çok zorlandığı şeylerden biri 'Güzel bir gün, boyun ne kadar uzun' ya da 'Ah canım on metrelik bir kuyuya düşmüş gibi görünüyorsun, iyi misin?' gibi apaçık ortada olan şeyleri belirtip tekrarlama huylarıydı. Ford ilk başlarda bu tuhaf davranışa bir açıklama getirmek için bir kuram geliştirmişti. İnsanlar dudaklarını devamlı çalıştırmazlarsa, diye düşünmüştü, belki ağızlarını bir daha hareket ettiremiyorlardı. Bir kaç ay süren dikkatli bir inceleme ve gözlem sonucunda bu kuramı bir başkasıyla değiştirdi. İnsanlar dudaklarını devamlı çalıştırmazlarsa, diye düşündü, beyinleri çalışmaya başlıyor. Bir süre sonra, aşırı alaycı olduğunu düşünmeye başladığı bu kuramdan da vazgeçti ve aslında insanlardan çok hoşlandığına karar verdi, ama bilmedikleri şeylerin çokluğu onu her zaman ciddi şekilde endişelendiriyordu.
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.