"Kederli insan ancak yalnızlıkta huzuru bulur; yaralı bir ceylanın, iyileşene ya da ölene kadar bir mağarada saklanmak için sürüyü terk etmesi gibi, o da insanlardan kaçar."
"Ama parıldamalarımız anlıktır; düşüşler kuralımızdır. Hayat her an çürümekte olandır; tekdüze bir ışık kaybı, gecenin içinde yavan bir dağılmadır; âsasız, hâlesiz, aylasız..."
"Bütün canlıların en mahrem boyutu olan ölüm, birbirine indirgenemeyen iki
düzene ayırır insanlığı... Bu iki düzen arasındaki mesafe, bir akbabayla
bir köstebek, bir yıldızla bir tükürük arasındakinden de fazladır... Ölüm duygusu olan insanla bu duyguya hiç sahip olmayan arasında,
iletişimi mümkün olmayan iki dünyanın uçurumu açılır; bununla birlikte
ikisi de ölür; fakat biri ölümünden habersizdir, ötekiyse bunu bilir;
biri sadece bir anda ölür, ötekiyse sürekli ölmektedir..."
"Saçlarını öyle ıslat ve tarat geceye
Küçük bir gül şimdi dünyadan geçerken
Anlatsın bir kıyıya vuran ölümü
Bir şimdi bir sonra olan ölümü
Defterlerinde kırçiçekleri kurutan bir ölümü"