Aynen öyle Nazan Hanım aynen öyle...
Aslında ben Haliç kıyılarında büyüdüm. Orası bütün klasik Osmanlı ekalliyetlerinin bir arada bulunduğu koca bir semttir. Yahudi, Rum ve Ermeni. Onların hepsi Osmanlı idi. Yerli İstanbullular ve çok değişik yerlerden gelen Anadolulular da vardı. Ama İstanbul onların hepsini eritiyordu. Onlar da etraflarına bakıp nasıl eriyebiliriz düşiincesindeydiler galiba. Nasıl efendi, hanım oluruz? Bir medeniyet kolay kurulmuyor. Bir Osmanlı İstanbul'u için 500 sene gerekti. Ama kırk senede o medeniyeti kemire kemire bitirdiler.
Sayfa 60 - TimaşKitabı okudu
köprü zamlarindan sonra istanbullular
“Nasıl geçeceğim ben şimdi karşıya? Soruyorum size, yüzbaşı, nasıl geçeceğim karşıya?”
Sayfa 333Kitabı okudu
Reklam
2021 de yeni yasa... :-D :-D
İstanbullular askere alınmaz. İstanbul'da hayat kolaydır.
Sayfa 147 - epubKitabı okudu
Peki, insanoğlu ne dereceye kadar bu derin samimiyetsizlik ve körleşme içinde yaşayabilir?
Sayfa 160Kitabı okudu
1923 yılı Ağustos ayında Lozan kahramanı Türkiye'de muhteşem bir şekilde karşılandı. İsmet Paşa çantasında Lozan Antlaşması'nı taşıyordu, eşi Mevhibe Hanım ise karnında oğlu Ömer'i. İsmet Paşa'dan birkaç ay sonra 2 Ekim 1923'te İtilaf Birlikleri, Dolmabahçe önünde Türk bayrağını selamlayarak çekildi. İstanbullular işgal askerlerinin yolcu gemilerine bindirilip geldikleri gibi gitmelerini Boğaz sırtlarından keyifle izlediler. Dört gün sonra da Türk ordusu sevinç gösterileri arasında İstanbul'a girdi, ülke kurtarılmıştı. Şimdi sıra kurtarılan ülkeye adını koymaya gelmişti.
Sayfa 53 - Can YayınlarıKitabı okudu
Biz ki İstanbul şehriyiz, Seferberliği görmüşüz : Kafkas, Galiçya, Çanakkale, Filistin, vagon ticareti, tifüs ve İspanyol nezlesi bir de İttihatçılar, bir de uzun konçlu Alman çizmesi 914’ten 18’e kadar yedi bitirdi bizi. Mücevher gibi uzak ve erişilmezdi şeker erimiş altın pahasında gazyağı ve namuslu, çalışkan, fakir İstanbullular sidiklerini yaktılar 5 numara lambalarında. Yedikleri mısır koçanıydı ve arpa ve süpürge tohumu ve çöp gibi kaldı çocukların boynu. Ve lakin Tarabya’da, Pötişan’da ve Ada’da Kulüp’te aktı Ren şarapları su gibi ve şekerin sahibi kapladı Miloviç’in yorganına 1000 liralıkları. Miloviç de beyaz at gibi bir karı. Bir de sakalı Halife’nin, bir de Vilhelm’in bıyıkları.
Sayfa 23 - İKİNCİ BAP - YIL YİNE 1919 ve İSTANBUL'UN HÂLİ ve ERZURUM ve SİVAS KONGRELERİ ve KAMBUR KERİM'İN HİKÂYESİKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.