Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sözgelimi bir şair veya şairane bir bilinç, oldukça sıradan bir günde, bir otobüs durağında beklerken başlayan yağmurla veya belirsiz bir istikamet tutturmuş gibi mütemadiyen sağa sola manevra yapan bir karınca ile ilgilenebilen kişidir.
Resmi ilk yıllık/salname Ali Suavi tarafından 1871 yılında Paris'te yayımlandı.Suavi 1871-73 yılları arasında biri Mısır'la ilgili olmak üzere üç salname yayımladı.Salnamelerde Osmanlı coğrafyası,ziraatı,endüstri ve ticareti ile ilgili istatistiki bilgilerle birlikte şehrin sokakları,yönetimi... gibi konulara yer verdi ve bazı alanlarda da devlee eleştiriler yöneltti.
Reklam
Eskilerin 'Salname' olarak isimlendirdikleri yıllıkların işlevi nedir? İlk kez devlet eliyle 1847 yılında yayımlanan salnameler,daha sonraki yıllarda almanak ve yıllık olarak yayımlandılar.
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Ne olursa olsun mutlu değildi, hiçbir zaman mutlu olmamıştı. Hayatın bu yetersizliği, dayandığı şeylerin hemen bozulup çürümesi nereden geliyordu? Ama bir yerlerde kuvvetli ve güzel bir insan hem coşkunluk hem de incelikle dolu kıymetli bir varlık, bir melek kılığı altında bir şair kalbi, gökyüzüne şairane düğün destanları söylerken tunç telli bir rebap bulunsaydı, onunla tesadüfen niçin karşılaşmamalıydı? Ah, ne imkansızlık! Zaten hiçbir şey böyle bir araştırmaya değmezdi; her şey yalan söylüyordu her gülümsemenin altında sıkıntıdan bir esneme vardı. Her sevinç bir lanet, her zevk bir iğrenme gizliyordu ve en iyi öpücükler, dudaklarda gerçekleşmesi imkansız daha yüksek bir şehvet özlemi bırakıyordu
Sayfa 311Kitabı okudu
Reklam
KÖPRÜ (Belki bu ismi değiştiririm)10 Dikilir Köprü üzerine, Keyifle seyrederim hepinizi. Kiminiz kürek çeker, sıya sıya; Kiminiz midye çıkarır kıyılardan; Kiminiz dümen tutar mavnalarda; Kiminiz çımacıdır, halat başında; Kiminiz kuştur uçar, şairâne; Kiminiz balıktır, pırıl pırıl; Kiminiz vapur, kiminiz şamandıra; Kiminiz bulut, havalarda; Kiminiz çatanadır, kırdığı gibi bacayı, Şıp diye geçer Köprü’nün altından; Kiminiz düdüktür, öter; Kiminiz dumandır, tüter; Ama hepiniz, hepiniz... Hepiniz geçim derdinde. Bir ben miyim keyif ehli içinizde? Bakmayın, gün olur, ben de Bir şiir söylerim belki sizlere dair; Elime üç beş kuruş geçer, Karnım doyar benim de.
Ne olursa olsun mutlu değildi, hiçbir zaman mutlu olmamıştı. Hayatın bu yetersizliği, dayandığı şeylerin hemen bozulup çürümesi nereden geliyordu?.. Ama, bir yerlerde kuvvetli ve güzel bir insan, hem coşkunluk, hem de incelikle dolu kıymetli bir varlık, bir melek kılığı altında bir şair kalbi, gökyüzüne şairane düğün destanları söyleyen tunç telli bir rebap bulunsaydı, onunla tesadüfen niçin karşılaşmamalıydı? Ah, ne imkânsızlık! Zaten hiçbir şey böyle bir araştırmaya değmezdi; her şey yalan söylüyordu, her gülümsemenin altında sıkıntıdan bir esneme vardı. Her sevinç bir lanet, her zevk bir iğrenme gizliyordu ve en iyi öpücükler, dudaklarda gerçekleşmesi imkânsız daha yüksek bir şehvet özlemi bırakıyordu.
Bizim iktisatçılar da şair olmalı biraz. Ne demiş Engels: (Şairler istikbali sezerler) gibi bir şey. Demek ki iki mısra yine birdenbire geldi aklına. İyi ki gelmiş. Alay etmiyorum. Biraz şairane ama, çok güzel söylemişsin: (Ölümün son meydan harbidir bu; zafer aşkın ve hayatındır...)»
Sayfa 41 - Cem yayınevi II
Din ile şâirâne hayâller arasında derin bir fark vardır: Dindar imanlıdır; dinin arz ettiği hayâllere inanır ve o bu dünyada yaşadığı hayatı, dini görüşüyle açıklayarak mânâlı bulur. Bundan dolayı dindar ümitsiz ve bedbin değildir. Dinin yerini alan şâirâne hayâllerde bu iman ve huzur yoktur.
Sayfa 142Kitabı okudu
608 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.