Yazmak bence bir yalnızlıktan bir yalnızlığa yolculuk. Okuru hesaba katsan da böyle bu, katmasan da. Başka bir deyişle bir öyküye, bir şiire, bir bir romana başlarken yalnızsın; bitirdiğinde daha da yalnız.
Sayfa 17 - İletişim Yayınları/ Söyleşi: Şükrü Erbaş, Adam Öykü S. 37. Kasım-Aralık 2001Kitabı okudu
Reklam
Ve yabancı bir şiire ait unutulmuş bu dizeleri on yıl öteden kadının sesinden duyuyordu: Dans le vieux parc solitaire et glace Deux spectres cherchent la passe. Issız eski parkta karlar içinde, Arıyor geçmişi iki gölge.
İşin özüne varmak kolay değildir, savaş söz konusu olduğunda bile, fantezi uzun şiire direnişini sürdürür. .
Sayfa 48 - YKYKitabı okudu
"Kalbine doğru yaptığın her yolculuk şiire dönüşür... "
Sayfa 22 - Esra PulakKitabı okudu
Ve bilinmezlik ansızın dağıldı, unutmanın karanlığında ışıltılı bir aralık belirdi: Sözlerdi bunlar, bir akşam kadının ona odada okuduğu bir şiirdi. Bir şiirdi, evet, Fransızcaydı, adam sözcükleri anımsıyordu, kavurucu bir rüzgarın sürükleyip getirmesi gibi bir anda dudaklarındaydılar ve yabancı bir şiire ait unutulmuş bu dizeleri on yıl öteden kadının sesinden duyuyordu: Dans le vieux parc solitaire et glacé Deux spectres cherchent le passé
Sayfa 51 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları {Şirin çevirisi = Issız eski parkta karlar içinde, Arıyor geçmişi iki gölge.}Kitabı okudu
Reklam
“İnsan bir dize için birçok şehirler, adamlar ve eşyalar görmeli, hayvanlar tanımalıdır. Kuşların nasıl uçtuğunu sezmelidir. küçük çiçeklerin sabahları hangi kımıldanışlarla açtığını bilmelidir. Bilinmeyen semtlerdeki yolları, beklenmedik raslantıları; acayip ve tuhaf başlayan çocukluk hastalıklarını; sessiz, kapanık odalarda geçen günleri ve deniz kıyısındaki sabahları; denizi; denizleri; üstümüzden esen ve bütün yıldızlarla uçan yolculuk gecelerini düşünebilmelidir. Bütün bunların hepsini düşünebilmek de yetmez. İnsanın, birbirinden ayrı birçok sevda gecelerine ait anıları olmalıdır; doğuran kadınların haykırışlarına ait, içine kapanan, hafif, beyaz, uyuyan loğusalara ait anıları olmalıdır. Ama, hem de can çekişen kimselerin yanında oturmuş bulunmalıdır; kesik kesik gürültü duyulan, penceresi açık odada ölülerle durmuş olmalıdır. Ve insanın anıları olması da yetmez. Anılar çoksa onları unutabilmelidir ve insanın, anılar gelecek diye beklemekte büyük sabrı olmalıdır. Çünkü anılar da henüz, o değildir. Anılar, ancak hücrelerimizde yerleştikleri, bakış ve hareketlerimizde okundukları, isimsizleştikleri ve artık bizden ayırt edilemedikleri zaman, işte ancak o vakit, umulmadık bir saatle, bir dizenin ilk sözcüğü, anıların ortasından ve anılardan doğar."
Sayfa 151 - R.M. Rilke:
"Yazmak bence bir yalnızlıktan bir yalnızlığa yolculuk. Okuru hesaba katsan da böyle,katmasan da. Başka bir deyişle,bir öyküye,bir şiire,bir romana başlarken yalnızsın;bitirdiğinde daha da yalnız.."
Sayfa 16 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Kalbine doğru yaptığın her yolculuk şiire dönüşür...
Esra PULAK
185 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.