Şad olsun...
Nesini uzatmalı beyim, o gün akşa­ma kadar, üç kez Mantar Tepe bizden gitti, üçünde de Rahmi Bey, taburların önüne düşüp tepeyi geri aldı.
Sayfa 217 - Ithaki 3. Baskı Ekim 2007Kitabı okudu
Bir ülkenin kaderi yazıldı orada
Ça­nakkale Boğazı'mız Alaman'ın paşasına kalsaydı, yandıktı Be­yim. Alaman'ın paşası İngilizler'in çıkacağı yeri büsbütün yanlış hesaplamış. Askeri beriye biriktirmiş. Mustafa Kemal Paşa, Ala­man paşasının iyice şaşırttığını görmesiyle kumanda mumanda dinler mi! "Ben Arıburnu' nu tutarım," demiş bereket! Tutma­saydı, Istanbul daha o zamandan gitti, giderdi.
Sayfa 215 - Ithaki 3. Baskı Ekim 2007Kitabı okudu
Reklam
Canım Muzafferim, bizler o yıllarda Türkü, Kürdü, Müslümanı, Ermenisi, Rumu, Yahudisi, Bulgarı, Sırpı ve Arabıyla tek bir millettik. Büyük devletler bizi yıkmak için hepimizi birbirimize düşürdüler. Senin şimdi okuduğun Galatasaray Lisesi 1915 yılında hiç mezun vermedi. Neden biliyor musun? Çünkü tüm öğrencileri Çanakkale'de şehit düşmüştü..
Eylül 25
Çok soran bilge Miguel Ignario Lillo üniversiteye gitmedi, ama kitapları tek tek bir araya getirerek bütün evi kaplayan bir bilimsel kütüphane kurmayı bildi. 1915 yılında, bugün gibi bir günde, birkaç tane Tucuman’lı üniversite öğrencisi bütün bir öğleden sonrayı o kitaplar evinde geçirdiler ve Don Miguel’in onları bu kadar iyi nasıl muhafaza ettiğini öğrenmek istediler. -Benim kitaplarım hava alır, diye açıkladı bilge adam. Ben onları açarım. Onları açar ve sorarım. Okumak sormaktır. Don Miguel kitaplara soruyordu ve çok daha fazlasını toprağa soruyordu. Dolaşarak sormanın keyfini tatmak için bütün Kuzey Arjantin’i at üstünde adım adım kat etti ve haritanın gizlediği sırları, eski deyişleri ve yemekleri, şehirlerin bilmediği kuş ötüşlerini ve doğanın sunduğu bitkisel ilaçları bu şekilde öğrendi. Onun vaftiz ettiği kuşların ve bitkilerin sayısı az değildir.
Yeni bir uygarlığın başladığını söylüyorum size. Dünkü, sırtını fazlasıyla Latin uygarlığına dayamıştı; demek ki kültürün yarattığı en yapay, en boş şeye. Oysa Yunan uygarlığı alabildiğine doğaldı... Ama Latin uygarlığının bize en kolay kusurları aracılığıyla ulaşabildiğini kabul etmek gerekiyor. 14 Mart, 1915
Sayfa 1048 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Cephedeki dehşete rağmen Coco'nun Paris, Deauville ve 1915'te Biarritz'de açtığı yeni mağazadaki satışları artmaya devam etti. Çünkü Chanel'in sade jarse ceketleri, düz etekler ve süsten uzak sade denizci bluzları savaşın tedirginliğinin göbeğinde giyilecek en uygun kıyafetlerdi. Şık ama gösterişsiz, dönemin ruh haline ayak uyduran, tek renkli, savaş zamanı tek görevi deniz kenarında gezinmek olan kadınların bir ambulans ya da savaş aracı kullanırken de giyebilecekleri türden kıyafetlerdi.
Sayfa 91 - Artemis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
...mutasarrıflıklarına gönderilen talimatın ve tehcir kanununun tam metni
Aşağıda, 24 Nisan 1915'te Dahiliye Nazırı Talât Bey tarafından Erzurum, Adana, Ankara, Aydın, Bitlis, Halep, Hüdavendigâr, Diyarbakır, Sivas, Trabzon, Konya, Mâmuretülâziz ve Van valilikleri ile Urfa, İzmit, Bolu, Canik, Karesi, Kayseri, Niğde, Eskişehir, Karahisar-ı Sâhib ve Maraş mutasarrıflıklarına gönderilen talimatın ve tehcir kanununun
Sayfa 14 - PDF
Zira, tehcir ve soykırım tartışmalarında ibre maalesef artık Türkiye'nin aleyhine dönmüş durumda! Diaspora, 1915'te yaşananları soykırım boyutuna getirip "Türkler 1,5 milyon Ermeni'yi katlettiler" iddiasını bütün dünyaya inandırmak üzereyken, biz suçlamalara karşı seneler boyunca gözümüzü ve kulağımızı kapatmış vaziyette kaldık, üstelik hâlâ kendimize yönelik yayınlar yapmakla ve dünyaya değil, kendi kamuoyumuza seslenmekle meşgulüz.
Sayfa 9 - PDF
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.