Halkın Şairi - Behice Boran:
''Rıfat Ilgaz müreffeh (varlıklı) bir zümrenin (kesimin) değil, fakat bir günden öbürüne yaşayabilmek için didişen, böyle üzüntülü günlerin akşamında, bazan, ''gününü gün etmek için, şöyle bir demlenen'' halkın şairidir. Onun için şiirlerinde gül, bülbül, berrak sema, mavi deniz, kalp ağrıları yok. Hayatın daha karanlık, daha hüzünlü taraflarının akisleri (yansımaları) var. Bununla beraber şiirlerinde hayatı kötümser bir ruh hali de sezilmiyor. Şair isyankâr da değil. Kendisini hadiselerden biraz uzağa çekiyor ve hayata karşıdan bakarak gülebiliyor; alaylı olmakla beraber halden anlayan, şefkatli, müsamahalı (sevecen, hoşgörülü) bir gülüş, acı, yakıcı bir istihza (alay) değil.''
...sonra acı, kabaran, fırtınalı bir deniz gibi beni yeniden içine aldı!
Reklam
KENDİNE BÜYÜ YAPILDIĞINI DÜŞÜNEN BİR DANIŞANIN PSİKOLOGLA OLAN DİYALOĞU Deniz, 33 yaşında üniversite mezunu, zengin bir ailenin kızıydı. Babasının maddi durumu iyi olduğu için şimdiye kadar hiç çalışmak zorunda kalmamıştı. Kendisinden 10 yaş büyük olan Arif ise lise ikinci sınıfta okuldan atılmıştı. Tanıştıklarında işsiz olan Arif, denizin
Bedeninde nâr Ruhunda nur vardır insanın... Nârı nura çevirmedikçe nasibini alamaz kemalattan Aşkı da yakıcıdır, acısı da insanın... O zaman neden korkar ki yanmaktan? Acı çekmeden, yanmayan “ışık” veremez insan...
Olup bitenler acı veriyor bana. İşler hep ters gidiyor.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.