Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Oteller Hanlar Hamamlar İçin Sürekli Şiir Şu günlerde içkiye düştüm, ondan mıdır bilmem, Daha çok seviyorum Cansever'i, Uyar'ı, Can Yücel'i Bir de fethi Naci'yi, ve elbet Mustafa Kemal'i Ankara Ankara Bir kent değil burası, bir acenta dizisi, Bir işhanı, bir umumi mümessizlik belki, Büyük mağazalar, bahçeliğe özenen
Sayfa 163Kitabı okudu
"Şeytan, şeytanlar ve cehennem zebanileri hiç kuşkusuz, tek tanrılı büyük dinlerin bir buluşu değildir. Her inanç ve dinde şeytan, ona verilen ad ne olursa olsun, evrenin ve dünyanın kötü ruhu, Tanrının bir çeşit karşıtıdır. Ermiş Augustinus’un deyimiyle “Tanrının maymunu”dur. Ruhbilimsel açıdan şeytan insanın ilkel, olumsuz, dengesiz, denetimden yoksun yanıdır. Ve insan içindeki ve dışındaki dengeyi tutturabilmek için iki ayrı kutbu Tanrının iyiliğini ve şeytanın kötülüğünü açıklamaya, anlamaya çalışıyor ve çalışmıştır, iki Ruhlu Adam Doktor Jekyl ve Bay Hyde’te olduğu gibi. Karanlıklar Prensi adını alır bazen şeytan, İbranicede ise karşılığı düşman, karşı koyan idi. Asurlarda rüzgâr tanrılarından Pazuzu da bir şeytandır, Hintlilerde canavar Rerek bir şeytandır, Mısır’da Tanrı Seth de öyledir. Keldanlılarda ise şeytan tek değil, birçok çeşitleri oluyor, cinlere karışıyor. Çeşitli adlar yakıştırıldı bu şeytana, örneğin; Hayvan Kara Atlı, Boynuzlu, Koca Keçi, Koca Zenci, Kara Adam, Küçük Usta, Yaşlı Centilmen, Tanrının Gölgesi, Yeryüzü Prensi vb. Bu ad bolluğu yanında Batı’nın Orta Çağ şeytan bilimcileri (Demonoglar) şeytanın etrafına cehennemi yöneten ve insanları tedirgin eden bir prense yakışır bir topluluk yarattılar: 7.405.920 alt dereceli şeytan gibi!."
Sayfa 97 - Gizemde çağdaş olmak, EpubKitabı okudu
Reklam
Çoğu büyücüye şaşırtıcı gelecek ama Muggle'lar bizim onca zamandır saklamak için var gücümüzle uğraştığımız sihirli ve korkunç yaratıklardan her zaman habersiz değillerdi. Ortaçağ'da Muggle sanat ve edebiyatına bir göz atarsak, şimdi hayali olduğuna inandıkları birçok yaratığın o sıralar gerçek sayıldığını görürüz. Ejderha, grifin, tek boynuzlu at, anka kuşu, at-adam – bunlar ve daha nicesi, dönemin Muggle eserlerinde temsil edilirler (çoğu kez neredeyse gülünç derecede hatalı olsalar bile).
Yaman adam! Savaştan, dövüşten başka gözünün gördüğü yok! Ölümsüzlere bile boyun eğmek istemiyorsun. Scylla ölümsüzdür; helak olmaz bir şerdir, korkunç bir beladır, savaşılmaz bir canavardır! Güç ile, zor ile ona bir şey yapılamaz; ondan sıvışmak en emin çaredir. Kaya boyunca silâha davranayım dersen, korkarım ki, o da yeniden saldırmaya vakit bulur ve başları sayısınca adam kapar! En iyisi çarçabuk sıvışıp geçmektir; geçerken de Scylla'nın anası Kratais'i anıp dua etmeli: Bu belayı insanların başına doğuran, odur, gene o yatıştırır, saldırışlarına bir son verir. Sonra Thrinakie adasına geleceksin; burada Güneşin sığırları ve semiz koyunları sürü sürü otlar; inek sürüleri yedidir, güzel koyunlar da o kadardır; her sürüde ellişer hayvan vardır; bunlarda doğum hiç yoktur; hiç bir zaman helak da olmazlar. Çobanları güzel belikli iki tanrıçadır nymphe Phaethusa ve Lampetie; bunları Yüce tanrı Güneşten gebe kalan tanrısal Neaira doğurmuştur. Sayın anaları, onları doğurup büyüttükten sonra Thrinakie adasının uzak kıyılarına göndermiş, orada yaşayıp babalarının koyunlarını ve iğri boynuzlu sığırlarını gütsünler diye.
Kadın da erkek gibi gövdesini örten kılıflar ve örtüler sarar üstüne. Derisi yara ve ip izleriyle doludur. Memeleri, onları sanki cendereye almış gibi sıkan bir kılıf yüzünden sönükleşmiş ve artık süt veremez hala gelmiştir. Bu kılıf, boyundan memenin altına kadar uzanır, sırttan da bağlanır. İyice sıkılaşsın diye de balık kılçıkları, şeritler ve liflerle desteklenir. Bu yüzden anaların çoğu, bebeklerine sütü cam bir boru yardımıyla verirler. Bu borunun bir ucu kapalıdır. Öbür ucunda da yapma bir meme ucu takılıdır. Tabii, verdikleri süt de kendi sütleri değil. Sütü, kızıl renkli, koca boynuzlu, biçimsiz bir hayvanın memelerinden zorla sağarlar.
Geri19
96 öğeden 91 ile 96 arasındakiler gösteriliyor.