Seni düşünürken
Bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır
Deliler gibi dönmeğe başlar
Döndükçe yumak yumak çözülür
Çözüldükçe ufalır küçülür
Çekirdeği henüz süt bağlamış
Masmavi bir erik kesilir ağzımda
Dokundukça yanar dudaklarım
Hiçbir zaman ilerlediği yoldan sapmamıştı: Geçmişinden mümkün olduğunca uzaklaşmak, onu bir erik çekirdeği gibi dünyaya fırlatmış kara delikten kaçmak.
Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde
Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar
Bir gelincik açılır ansızın
Bir gelincik sinsi sinsi kanar
Seni düşünürken
Bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır
Deliler gibi dönmeye başlar
Döndükçe yumak yumak çözülür
Çözüldükçe ufalır küçülür
Çekirdeği henüz süt bağlamış
Masmavi bir erik kesilir ağzımda
Dokundukça yanar dudaklarım
Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde.
*Bedri Rahmi Eyüboğlu
Kalabalık şehirde,dost,aile kalabalığı arasında olduğu halde;ne deniz dibinde ne de yeryüzünde benzeri olmayan korkunç yalnızlığı içinde İvan İlyiç son zamanlarda yüzünü kanepenin arkalığına çeviriyor,ancak geçmişin hayaliyle yaşıyordu.Gözünün önüne birbiri ardınca geçmişe ait sahneler geliyordu.Daima en yakından başlayarak en uzağa,çocukluğuna