Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Karamsar olmak zor değil , zor olan çılgın bir fırtınadan sonra gökkuşağı gibi gülümseyebilmektir...
Bir şiirde bir kez konakladı mı Gelecek yolların yolcuları açıp pencereleri başka denizlere Kaçınılmazdır Kum fırtınasında kaçı sağ kalır sözcüklerin Bilinmez Bilinmez fırtınadan öncekiyle sonra kalanın Sonunu harcadığı başlangıçları İlk kurşunun değdiği yer İlk kurşunun kaldığı yer Aşkın bir karşı koyma biçimi olduğu zamanlarda vurur ağrısı Sahiden kurşunsa, yaraysa, aşksa Değilse sıvaları dökülen bir posterdir duvarda bu yaz Gelecek yaza bir şeyi kalmaz.
Reklam
"Akşamları işi bittikten sonra eve dönen dedem bana masal anlatır. Bilirim, dışarısı çok, çok karanlık, çok, çok soğuk olur. Rüzgar acı acı eser. Böyle gecelerde, en büyük dağlar bile, evet onlar bile, birbirine sığınırlar. Evlerimizin tam yakınına, pencerelerimizin ışığına sokulurlar. Ben bundan hem korku duyarım, hem de sevinirim. Eğer bir dev olsaydım, dev kürkümü giyer, dışarı çıkar, yüzümü onlara dönüp dev sesimle seslenirdim: "Sakın korkmayın ey dağlar, ben buradayım! Ne fırtınadan, ne karanlıktan, ne de kardan korkarım ben! Siz de korkmayın. Olduğunuz yerde durun, birbirinize girmeyin." Bundan sonra dev adımlarımla karların üzerinden yürür giderdim. Bir adımda çayı geçer, "hop!" ormana dalarım. Çünkü geceleri ormandaki ağaçlar da çok korkarlar. Kimi kimseleri yoktur. Çıplaktırlar. Soğuktan tiril tiril titrerler, sığınacakları bir yer de yoktur. Ormanda gezer, korkmasınlar diye herbirini okşardım. Yazın tekrar yeşermeyen ağaçlar, kesinlikle kışın korkudan donup kalanlardır. Ölen ağaçları kesip odun yapar, ısınmak için yakarız.
Sayfa 45 - Ötüken Yayıncılık
Yalnız Başkaları gibi değildim çocukluktan beri, Görmedim başkalarının gördüğü gibi- Ortak bir pınardan almadım tutkularımı, Aynı kaynaktan almadım kederimi. Uyandıramadım yüreğimi sevince aynı seste Ve sevdiğim herşeyi yalnız sevdim. Sonra çocukluğumda kasırgalı Bir yaşamın şafağında iyinin ve Kötünün her türlü derinliğinden Çekildi hala bağlayan gizem beni. Selden ya da kaynaktan- Kızıl uçurumundan dağın, Güneşten, Ağustosun altın rengiyle Çevremde dönen– Gökteki şimşekten uçarak Beni Geçerken- Gökgürültüsünden, fırtınadan Ve o buluttan -Maviyken göğün kalan kısmı- Gözümde bir şeytanın şekline giren.
Sayfa 225 - İthakiKitabı okudu
Aşure devamlılığın ve istikrarın simgesiydi; ne kadar sarsıcı, nasıl da vahim olursa olsun, her fırtınadan sonra elbet gelecek olan güzel günlerin, açacak güneşin simgesi.
Tavanarasının sessizliği uzadıkça ve adamın kabaran yüreği ve titreyen bedeni, her fırtınadan sonra çöken sessizlik gibi durulduğunda, hayat denen fırtınanın eninde sonunda durulduğunu, huzur ve sessizlikle son bulduğunu gösteren bir insanlık simgesiydi bu.
Reklam
...Gökkuşağı istediğimiz koşulları bir araya getiriyor. Tek bir şeyde tüm renkler var. "Hayır"ın tüm partilerini temsil ediyor ve hiçbiri bireyselliğini kaybetmiyor. Fırtınadan sonra ortaya çıkan güzel bir şey ve tüm renkleriyle size istediğinizi sunuyor Senyor Olwyn : Neşe!
Ah benim ruhumun sevinci! Bu huzur gelecekse her fırtınadan sonra Varsın kopsun kasırgalar ölümü diriltinceye kadar! Varsın güçlükle yol alan gemi Tepelere tırmansın Olympos kadar yüksek dalgalarla Ve sonra cenneti cehennemden ayıran uçurum derinliğine insin! Ölüm en büyük mutluluk olurdu, eğer ölseydim şimdi, Öyle mutluyum ki şu anda Bu huzuru duyacağımı sanmam geleceğin bilinmeyen yazgısında.
Sayfa 37
Ah, şu çocuk gözlerindeki minnet! Dünyada, bir parça iyilik edebilmekten daha güzel bir şey olmuyor. Fırtına içinde, viran bir gemi teknesi gibi sallanan bu sefil ve karanlık oda, ocağın kızıl akisleri içinde birdenbire öyle munis ve mesut bir yuva olmuştu ki… Biraz evvel hayata gösterdiğim emniyetsizlik için, kendi kendime utanıyordum.
İnkılap Yayınları
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.