Karnını doyurma kavgasında kırıntı koparmak için sürünenlere neyi anla­tacağız?
Dünyanın sonu yakınmış gibi, kırıntı döküntülerle yaşıyoruz ancak.
Reklam
O, hep, insanın vicdanı kalmış mı hâlâ, araştırıyordu: bir kırıntı da bulsa, bir insanda, bu kırık tellerden bir ezgi oluştrmaya bakıyordu = "umut" diyordu, "umut hiç eksilmiyor bende: bu kırık telleri ses verdikçe, insan, bu sesin kendi sesi olması gerektiğini anlayacak sonunda".
"Daha dün, kendimi, hayat küresinde ahenksiz titreyen bir kırıntı gibi düşünüyordum. Bugün, biliyorum ki bu küre benim ve bütün hayat burada deviniyor, ahenkli kırıntılar halinde."
Sayfa 2
Ölüm, hayatta savunulacak bir kırıntı bile kalmayınca vuku bulur.
Sayfa 93 - Metis - İlk Baskı 2009Kitabı okudu
Yoksullukla ilk temas çok ilginç. Yoksulluğu o kadar düşünmüşsünüzdür -tüm hayatınız boyunca korktuğunuz, başınıza önünde sonunda geleceğini bildiğiniz şey dir o- oysa gerçekte öyle sıradan, öyle farklıdır ki. Siz çok basit olacağını sanmışsınızdır; olağanüstü derecede karmaşıktır. Siz korkunç olacağını sanmışsınızdır; sadece sefil ve sıkıcıdır. Başta, yoksulluğun kendine has bayağılığını keşfediyorsunuz; size yaşattığı değişiklikleri, karmaşık cimriliğini, kırıntı silip süpürme halini.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.