Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Açılın Atam doğdu.
"Müjdeler olsun kızım, bir oğlan çocuğun oldu. Nur topu gibi. Allah uzun ömürlü etsin..."
Sayfa 28
Yürü be kızım ndndndn
"Beyhan Nil, Süreyya Ağaoğlu... Kadın avukatlar bunlar, varlar. Sayıları yeterli mi? Tabii ki değil. Eminim ki çoğalacaklar. Çoğalacağız Latife Hanım. Biz çoğaldıkça hanımefendiliğin sınırları genişleyecek ve bir gün herkes anlayacak hanımefendiliğin pantolla kaybolmadığını ama şirret olmakla bozulduğunu "
Sayfa 251Kitabı okudu
Reklam
Bir gün Çankaya'da Latife Hanım, gene bir sinir buhran içindedir. Mustafa Kemal'in bir hareketi onu sarsmıştır. Latife Hanım, o sıralarda komşu ve aile dostu durumunda, yaşlı, tecrübeli ve olgun bir zat olan Velet Çelebi'yi acele çağırtır. Şikâyet ve kırgınlıklarını ortaya serer. Bir ağlama krizi içindedir de. Velet Çelebi söylenenleri sukûnetle dinler. Latife Hanım bir eş olarak haklıdır. Ama sonunda, Çelebi'nin cevabı da kısa, fakat anlamlıdır. "- Kızım! Sen bir kocayla değil, bir kaplanla evlendin. Kaplana gem vurulmaz…" Evet kaplana gem vurulmaz ve vurulamadı da…
Sayfa 460 - Remzi kitabeviKitabı okudu
Ali Rıza Efendi'nin ölümüyle dul kalan Zübeyde'nin vaziyeti ise çok zorlaştı. Erkek olarak, o da uzak sayılacak bir dayısı vardı: Hüseyin Ağa. Hüseyin Ağa, Zübeyde'nin annesi Ayşe Hanım'ın üvey kardeşidir. Selânik civarında Langaza'da Rapla çiftliğinde çalışır. İşi, çiftlik kâhyalığıdır. Anlaşıldığına göre, Ali Rıza Efendi Zübeyde ile evlenmek isteyip de Zübeyde'nin büyükannesi: - Benim evlendirecek kızım yoktur, vermem… diye direttiği zaman araya giren ve büyükanneyi bu evlenmeye razı eden Hüseyin Ağa'dır. Ali Rıza Efendi ölüp de Zübeyde üç çocuğuyla yalnız kalınca, bu üvey dayının Zübeyde'ye: - Bu ömürsüz adamla seni ben evlendirdin, şimdi o ölünce sana ve çocuklara bakmak bana farz oldu… dediği nakledilir. Bu sözler söylenmiş veya söylenmemiş olabilir. Fakat gerçek şudur ki, Ali Rıza Efendi'nin ölümünden az veya çok sonra, Zübeyde ile çocuklar, Langaza'da Hüseyin Ağanın çalıştığı Rapla çiftliğine sığınırlar.
Sayfa 47 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Kızım sana söylüyorum gelinim sen işit
Böyle anlarda karşısında daima, İstanbul'un Boğaziçi'ne hâkim bir tepesinde, Yıldız Sarayının bir penceresinde Boğaz'dan püfür püfür esen serin rüzgârlara kendini vermiş o müstebit padişah canlanır."
Sayfa 90 - Remzi kitabeviKitabı okuyacak
“Sen bir sanatkarsın kızım. Sanatının sırrı da ne yapmak istediğini, ne yapacağını bilmendir. Ne yapmak istediğini, ne yapacağını bilmek ise; başarının yarısı değil, hepsidir…”
Sayfa 413Kitabı okudu
Reklam
Dışarı çıktık. Puşkin heykelinin önünden geçtik. Strasnoy Manastırı'nın arkasındaki öbür parka doğru sessizce yürüdük... Garip bir kadere doğru yürüdük. Çünkü bu öğrenci arkadaşım, ilk karım olacakmış meğer... Kızım Süreyya'nın annesi. Ve halen Bakü'de yaşayan torunlarımın anneannesi... (Bir torunum Nâzım'ın vefat ettiği gün doğduğundan kızım Süreyya ona Nâzım adını vermiş.)
Sayfa 418 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Süreyya
Nerede huzur bulacaksın Süreyya? Kendine biraz ihtimam göster kızım. Böyle derdi annesi. Şimdi düşündüğünde onun tüm bu yakarışlarına yanıt verip veremediğini bilmiyordu. Can havliyle yaşıyorum anne, demesi gerekirdi belki de, anlatmaya çalışması: Ne hissettiğini neden yabancılık çektiğini. Oysa gençliğinin ilk günlerinde, içinde büyüyüp duran o duyguları anlatacak kelimelere sahip olmadığını artık biliyordu
Sayfa 19 - YKY
42 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.