Galipler Barış Andlaşmasını (Sevres Andlaşması) hazırlamışlardı. Türkiye'yi 8 parçaya bölüyorlardı. Türkiye, kolu kanadı kırık, sonsuza kadar galiplerin denetimi altında kalacak, küçücük bir devlete dönüştürülmüştü.
İstanbul biraz mızıldandı, sızlandı, sonunda rezil andlaşmayı kabul edip Paris'te imzaladı (10 Ağustos 1920).
Sekiz bölge 1) Güneydoğu İngiliz nüfuz bölgesi, 2) Çukurova'da Fransız nüfuz bölgesi, 3) Antalya-Muğla-Konya çevresinde İtalyan nüfuz bölgesi, 4) Doğuda Ermenistan, 5)Güneydoğuda Kürt özerk bölgesi, 6) Batı Anadolu'da ve Doğ Trakya'da Yunanistan, 7) Yarı devlet niteliğinde Boğazlar Kurulu, 8) Orta Anadolu'daki birkaç ilde Türkiye.
Ordu’da 15 yıl önce kanser vakası, sadece 50’ydi... Bugün 2 bin 500.
Giresun? 2 bin 168...
Hopa’da son 3 yılda 96 kişi vefat etti; 46’sı kanserden... Kazım Koyuncu da Hopalı’ydı. 33 yaşında gitti. Babası da kanser. Ardeşen’de 700 kişiyi sağlık kontrolünden geçirdiler; 200’ü kanser çıktı. Çayeli’nde doğan bebelerin 30’u.
.....
Muğla Yatağan...
Marmaris’e üç adım.
Üç kuruşluk filtreyi takmadılar.
Bakın dramatik bir örnek... Santral kurulduğunda 2 eczane vardı Yatağan’da... Nüfus aynı ama şu anda 18 eczane var. Ciro rekorları kıran ilaçları tahmin edin?
İzmir Aliağa... Rafineri, demir çelik falan... Foça dibinde... Karaburun karşı kıyısı... Bozköy muhtarı anlatıyor, “Tarım, hayvancılık bitti, 10 kişi kanserden öldü...” Horozgediği muhtarı anlatıyor, “10 yılda 45 kişi öldü, 32’si kanserden.”
Kaçırılan bir çocuğa dair
...
Genç kadınların ısrarı üzerine hâkim bey kibarca öksürüp
sandalyesinde biraz doğruluyor. Herkes ağzına bakarken,
“Sizleri meşgul etmekten çekiniyorum gerçekten” diyerek
yan çizme eğilimini belli edince karısının,
“Hadi ama uzatma, herkes dinlemek istiyor” demesi üzerine tane tane,
güzel bir Türkçeyle
"Muğla civarına bir Yunan uçağı zorunlu iniş yapmıştı. O uçak ne oldu? Belki işimize yarardı." "İncelemek için üç kişi yolladılar Albayım. Ancak varmışlardır."
Uçak İngiliz yapımı, iki kişilik, çift kanatlı, De Hawilland-9 tipi bir keşif uçağıydı. İniş takımı ve sağ kanadı kırılmış, dümeni sakatlanmış, gövdesini saran keten parçalanmıştı. Motoru harap olmuş görünüyordu. İyice muayene ettiler. Bundan daha beter durumdaki uçakları bile uçurmuşlardı. Bu ganimet uçağı rahatlıkla uçurabilirlerdi. Sevinçle kucaklaşıp dönmeye başlayarak herkesi güldürdüler.
mansız askerin,korkak paşanın
Bir boyuna bir de enine tükür.
Kaçarken vurulup yere düşenin
Bir leşine bir de kanına tükür.
***
Ölürsen de hak yedirme,hak yeme;
Aka kara,karaya da ak deme.
Adaletten ayrılırsa mahkeme,