Bir Yudum Kitap
Ben de bu dünyaya düşmüş biriyim. Kimi zaman şeytan dokunmuş düşünü hayra yoramayan Havva, kimi zaman af dileyerek kırk yıl gözyaşı döken  dem gibiyim. “Ben neyim?” diye gelmedimse de dünyaya, belli, “Ben neyim?” diye diye gideceğim. Parmaklarımın ucunda yükselerek bir pencere aralığından, batan güneşi gördüğüm günden beri, gökyüzünün rengini,
Sayfa 15 - Timaş Yayınları
Kendi nefsini daima kötülemek, kendi küçük kusurlarını büyük görmek, başkalarının büyük kusurlarını küçük görmek, yüksek bir fazilettir. Takvada, doğrulukta, edep ve ahlâkta kendisi azimetle amel etmeye çalışmak, başkalarının lâkaydlıkları ile meşgul olmamak veya ikaz ve hatırlatmakta mütevâziyane ve yumuşaklık göstermek, büyük bir fazilet ve din
Reklam
İyi bir kitap
Mehmet Akif Ersoy İstiklal marşı yazarımız Mehmet Akif Ersoy… “Kahraman Ordumuza” başlığı ile kurtuluş savaşından çıkmış bir millete bu adla şiirini hediye etmişti. Şiirini safahat adlı kitabına koymamıştı. Bunun nedeni kendine sorulduğunda: “Bu benim değil, milletimin malıdır.” Diyordu. Bu marşı yazan şair, sadece yazmamakla kalmayıp bunu bir
Herkesin bir derdi vardır. Bazıları geçer, bazıları geçmez. Bazıları anlatılır bazıları da anlatılmaz. Bazen de anlatmak istersin ama dinleyecek kimseyi bulamazsın. Bilirsin, muhabbettir ihtiyacın ama edecek kimse yoktur. İşte bu kitap bunun için, dertleşmek için yazıldı. Yalnız olmadığını bil diye yazıldı. Muhabbet için, muhabbetle yazıldı... Biraz yağmurun, biraz da hüznün düştüğü gecelerde bu kitabı okurken şunu hissedeceksiniz; “Hâlâ dertleşebilecek birileri varmış bir yerlerde...” Bazen solundan, soluğundan eksilirsin yine de eyvallah dersin...
Hüsn ü Aşk'ın Diğer Mesnevilerden Farkı
Bütün bunlardan dolayı Hüsn ü Aşk hikayesinde, soyutlanmış bir Mevlev'i muhitinin anlatıldığından, "Ben-i Muhabbet" kabilesinin de reel plandaki "Mevlevi dervişleri" olabileceğinden söz etmek istiyoruz. Buradan yola çıkarak Mekteb-i Edeb'in tekkeye, Molla-yı Cünün'un bir Mevlevi şeyhine, Zatüssuver kalesinin de dünya zevklerine, insanın dünyevi alemine tekabülünü daha iyi anlama imkanı buluruz. Ne var ki, hikayede kendisi­ ne önemli bir fonksiyon yüklenen Sühan böyle düşünülemez.
Sayfa 102 - Necmettin Turinay
Hüsn ü Aşk'ın Diğer Mesnevilerden Farkı
Aşık Garib'in sevgilisine ulaşmak ve onu bulmak amacıyla giriştiği yolculuk; Mecnûn'un Leyla için çöllere düşmesi; Ferhad'ın Bisütun dağını delmek için giriş­tiği başı sonu gelmez meşakkatlerle, Hüsn ü Aşktaki Diyar-ı Kalp yoluculuğu ara­ sında en ufak bir benzerlik mevcut değildir. Diyar-ı Kalp yolculuğu fizik planda gerçekleşen bir zorlu seyahat olmayıp, bilakis doğrudan doğruya insanın kendi içinde seyrettiği rûhî bir haldir. Daha açık ifadesiyle Aşk'ın bu seyahati, vücudu ile Ben-i Muhabbet kabilesi arasında bulunurken, onun kalp ve ruhunda idrak etti­ği manevi bir halden, bir "iç yaşayış" tan başka bir şey değildir. Böylesi bir "iç ya­şayış"la, eski hikayeler içinde ilk defa Hüsn ü Aşk vasıtasıyla yüzyüze gelebiliyo­ruz. Bu "iç yaşayış"ın anlatımı esnasında bilinçli bir somutlaştırma söz konusu. Galib şiirinin gücü, zaten bu somutlaştırma kabiliyetinde kendini ortaya koyuyor.
Sayfa 98 - Necmettin Türinay
Reklam
581 öğeden 571 ile 580 arasındakiler gösteriliyor.