Zweig'ın, Dostoyevski ve hayat ile ilgili yazdığı son satırlar...
Ah şu muhteşem iradenle kendine şehitler yaratan hayat, üstelik de seni övsünler diye, ah hayat, bilgili ve zalim, ey sen, zaferini haykırsınlar diye en büyükleri bile kendine kul eden hayat! Eyüb'ün felakette Tanrıyı idrak ettiği için binlerce yıldır yankılanan ebedi çığlığını sürekli işitmek istiyorsun, bedenleri ateşte yanarken sevinç şarkıları söyleyen Danyal'ın adamlarını istiyorsun. O kızgın kömürü şairlerin dilleri üzerinde yakarsın, sana kul olsunlar ve sana aşkla seslensinler diye onlara eziyet edersin! Beethoven'i müzikle vurursun ki o sağır adam Tanrı'nın sesini duyabilsin ve ölüme dokunarak o sevinç şarkısını yazsın, Rembrandt'ı yoksulluğun karanlığına mahkûm edersin ki renklerin içinde ışığı, senin asli ışığını arasın, Dante'yi anavatanından kovarsın ki rüyasında cennet ve cehennemi görsün, herkesi kırbacınla sonsuzluğa kovaladın. Ve bu adamı, herkesten daha çok kırbaçladığın bu adamı da boyun eğdirip hizmetkârın yaptın, işte bak, kriz hâlinde köpüren dudaklarıyla sana, "şüphenin bütün araflarından geçen" o övgü şarkısını söylemekte. Ah, acı çektirdiğin bu insanlarda nasıl da zaferler kazandın, geceyi gündüz yaptın, acıyı sevgi; cehennemden övgü şarkıları getiriyorsun. Çünkü en çok bilenler en çok acı çekenlerdir ve kim seni bilirse seni kutsamak zorundadır: Ve seni en derinden idrak eden bu adam, bak, hiç kimsenin etmediği kadar şahadet etti sana ve seni hiç kimsenin sevmediği kadar sevdi.
Sayfa 221 - Ezr YayıncılıkKitabı okudu
Keşke insanlık, zaman ve mekan üzerinde elde ettiği zaferler sayesinde, aslında daima yaşayabileceği birliği de elinde tutabilse ve bu muhteşem birliği durmaksızın bozmak için o uğursuz vehim tarafından şaşkına çevrilerek, maddeye hükmetme gücünü kendisine bahşeden aynı araçları, kendi kendini yok etmeye harcamasa.
Sayfa 193Kitabı okudu
Reklam
Konuş be kral
Günümüzde büyük zaferler büyük kas gücüyle kazanılmıyor. Büyük buluşlarla, büyük fikirlerle oluyor. Muhteşem sporcu kaslarımız bir Pastör'ün, Ampere'in veya Malebranche'ın aklı ermez. İşin doğrusu ne kadar antrenmanlı olursa olsun insanoğlu bir atı veya köpeği yarışta geçemez veya bir gorili kavgada yenemez. Yani üstünlüğümüz kaslarımızın ağırlığıyla orantılı değildir.
Ve Türk tarihine, " Türk milletinin maddi ve manevi ölümlerden kurtaran adam" diye geçecektir. O, medeniyet tarihine " Dünyanın en mühim bir parçasında yeni bir medeniyet kuran adam" diye geçecektir. O, insanlık tarihine " Asırlarca ıstırap çeken insanları saadete kavuşturan adam" diye geçecektir. O, askerlik tarihine " Yere serilmiş addedilen bir milletten yaman bir ordu çıkaran ve zaferler kazanan yenilmez kumandan" diye geçecektir. O, siyaset ve idare tarihine " Bir saltanatın perişan enkazı üzerinde yepyeni ve muhteşem bir devlet kuran dahi devlet adamı" diye geçecektir. O, inkılap tarihine " Türkiye'de ve şarkta geceyi gündüz, cehli ilim, geriliği yenilik, maziyi istikbal yapan emsalsiz müceddid, eşsiz inkıkapçı" diye geçecektir.
Sayfa 38 - Yayın BKitabı okudu
Sizler Allah şahittir her şeyi yaptınız, hatta imkânsızları dahi yaptınız.
Tek bacağı üzerinde dikilen Ahmed Rasim’in gözlerinden yaş yağmur gibi boşanıyordu. Sarsılmaz iradesiyle kendini tutmasını beceren Eşref Bey, koltuk değneğine dayanarak yanına gitti; onu kucakladı. - Üzülme Ahmed Rasim; Uhud’da da perişan olmuştuk. Sonra onu birbirinden muhteşem zaferler takip etti. Biz canımız da dahil, herhangi bir fedakârlıktan sakınsaydık, üzülmen gerekirdi. Neyi yapabilecekken yapmadık? Allah, Peygamber davasından neyimizi esirgedik? Gözyaşları arasında Ahmed Rasim cevap verdi. - Evlâtlarım sana kurban olsun ya Kuşların Şeyhi! Bizler elimizden geleni yapmakla yükümlüyüz. Ve sizler Allah şahittir ki her şeyi yaptınız, hatta imkânsızları dahi yaptınız. Neylersin ki kader boynumuzu büktü.
Sayfa 314 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Daha önce söylediğim gibi, Makedonlar aynı İskender'i ilahlaştırmayı, ülkesi için muhteşem zaferler kazanmış büyük bir fatih olmasına rağmen reddetmişlerdi. Şu ironiye bak sayın okuyucu, İskender Pers ülkesine fatih olarak girer girmez Pers halkı onu ilahlaştırmışken, kendi kavminin insanları bu ilahlaştırmayı ayıplamışlar ve ona isyan etmişlerdi. Komutanlarından birinin, Büyük İskender'in onlara dayatmaya niyetlendiği bu ilahlaştırma modasını duyunca, alaycı alaycı ve yüksek sesle güldüğünü aktarıyor tarih kitapları. Düşünsenize, halkı onunla alay etti ve böylece İskender geri adım atarak ilahlık meselesini rafa kaldırdı. Ne var ki bu düşünceyi zihninden tam olarak söküp atamamıştı; bunun üzerine, Asyalılarda herhangi bir engel yok, öyleyse ben onlara tanrı olayım ve onlar da kendi rizaları ve iradeleriyle benim kullarım olsunlar, diye düşündü.
Sayfa 78 - Jaguar KitapKitabı okudu
Reklam
93 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.