Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Beyaz Mantolu Adam
Kalabalık bir topluluk içindeydi. Başarısızdı. Parası yoktu. Dileniyordu. Caminin önündeydi. Büyük bir camiydi bu. Minareleri, kubbeleri, kemerleri ve parmaklıklı pencereleri filân hepsi tamamdı. Özellikle avlusu: dilenenler için en önemli yer. Bir kenarda duruyordu. Hiçbir hüner göstermediği için ya da acındırıcı bir garipliği olmadığı için
Sayfa 13 - Sinan Yayınları 1973 - İletişim Yayınları Bütün Eserleri 4 İstanbul 1987 2.BaskıKitabı okuyacak
Sonsöz
Dumlupınar Meydan Muharebesi'ni kazanır bizimkiler. Fatma teyze komutanının karşısına gelir elinde, iki tavuk. "Oğlum ben Dumlupınar'ı geri alan komutana bu iki tavuğu vereceğim" diye ahdetmiştim. Sahip olduğum tek şey bu iki tavuk. Hayrullah Fişek Paşa'nın gözleri dolar teşekkür eder ve alır tavukları. Tavuk deyip geçmeyin, bir çatışmanın sonunda, Kazım Karabekir emir subayına "Oğlum 24 saattir bir şey yemedik galiba." der. Zabit araya taraya zorlukla bir yumurta bulur. Pişirip yedirirler generale. Bir yumurta daha yoktur. Komutan tavukları pişirir. Kazım Karabekir'i, Mustafa Kemal'i ve diğer tüm komutanları akşam yemeğine davet eder. Yemek gelince Atatürk sorar: - Nereden çıktı bu tavuk? Anlatırlar durumu. Atatürk yine sorar: - Asker bugün ne yedi? - Kavurga. ( Buğdayı kavurarak yapılan bir yemek) - Alın bu tavukları askere verin, bize kavurga getirin. Komutanlar hep beraber kavurga yerler.
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Kendi yemeyip askerine yediren Büyük Komutan
Dumlupınar Meydan Muharebesi'ni kazanır bizimkiler. Fatma Teyze, komutanın karşısına gelir, elinde iki tavuk. "Oğlum ben ‘Dumlupınar'ı geri alan komutana bu iki tavuğu vereceğim' diye ahdetmiştim. Sahip olduğum tek şey bu iki tavuk. Kabul etmezsin diye kesip getirdim" der. Hayrullah Fişek Paşa'nın gözleri dolar, teşekkür eder ve alır tavukları. Tavuk deyip geçmeyin, bir çatışmanın sonunda, Kazım Karabekir emir subayına "Oğlum 24 saattir bir şey yemedik galiba" der. Zabit araya taraya zorlukla bir yumurta bulur. Pişirip yedirirler generale. Bir yumurta daha yoktur. Komutan tavukları pişirtir. Kazım Karabekir'i, Mustafa Kemal'i ve diğer tüm komutanları akşam yemeğine davet eder. Yemek gelince Atatürk sorar: – Nereden çıktı bu tavuk? Anlatırlar durumu. Atatürk yine sorar: – Asker bugün ne yedi? – Kavurga. – Alın bu tavukları askere verin, bize kavurga getirin. Komutanlar hep beraber kavurga yerler. İşte %8 okuma yazma oranıyla bir devletin, 1923-1948 arası dünyanın en hızlı gelişen iki ekonomisinden birine sahip oluşunun sırrı.
Sayfa 125Kitabı okudu
Kara Kedi
Biliyorum ki bu hikâyeye inanmayacaksınız. Yalnızca deli birisi buna inanacağınızı umabilir- ve ben de deli değilim. Ancak yarın öleceğimden bugün tüm dünyaya hikayemi anlatmak istiyorum. Belki bir gün, benden daha az telaşlı ve sakin birisi yaşananları daha iyi açıklayabilir. Hayatımın her döneminde hayvanları sevmişimdir. Doğduğum günden
“Hepimiz sekiz saatten fazla çalışıyoruz, bazen on iki, bazen on beş saat. Fazla mesai ücreti aldığımız tek bir ay bile olmadı. Son iş yerimden bu yüzden atıldım zaten. Bir masadan yemek artıklarını toplarken kulak misafiri olmuştum iki tane janti adama. Avukatlıktan falan konuşuyorlardı. Hazır bedava avukat bulmuşken sorasım geldi: “Fazla mesai ücreti için dava açsak istesem ne yapmam gerekir?” diye de sordum. Jantilerde bana anlattılar kısaca. Akşam mesai sonrası birim şefimiz Cevat Bey (Kel Cevat) aldı beni karşısına, “Fazla mesai için dava mı açmak istiyorsun?” diye sordu. “O nereden çıktı?” diye yanıtladım. “AVM’nin avukatlarına sormuşsun,” dedi. “Şansıma da, senin ağzına da sıçayım,” dedim. İşimden söylediğimi sanıyordum öyle değilmiş. “Yemek fişlerini bırak, eşyalarını topla, defol!” dedi. “Yüzüme tükürüp çıktı,” demiş arkamdan. Birinin arkasından konuşmak çok ayıptır, o kişi yüzünüze tükürmüş olsa bile yapmayacaksın bunu.”
Sayfa 77 - İletişimKitabı okudu
Markopaşa · 3 Şubat 1947 · Sayı: 9 Markopaşa'nın bu sayısı ile kadroya Rıfat Ilgaz da katılmış olmalıdır. Ilgaz, Boğazlayan Ortaokulunda hastalanmış, 2 Ocak 1947'de İstanbul Validebağı Sanatoryumuna gelmişti. Kendi anlatımıyla Boğazlayan Ortaokulundaki görevine başladıktan (2 Kasım 0946'da atanmıştı) bir-iki ay sonra Markopaşa'ya katıldı
90 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.