Osmanlı Demiryollarının oluşumu
“Orient Express treninin 1883’te çıktığı ilk yolculuk, Fransız Wagons-Lits şirketinin birkaç yıl içinde ne kadar geliştiğini göstermek üzere düzenlenmişti; bundan sonraki hedef hattı Avrupa’nın öteki ucuna, İstanbul’a kadar uzatmaktı. Avrupa’nın ikinci derecede önde gelen şahsiyetlerinden bazıları bu ilk yolculuğa davet edildi; seyahat
Ertuğrul Gazi
Osmanlılar’, Oğuzlar’ın Kayı boyundandır. Ertuğrul Bey 1279 yılında Anadolu Selçuklu Sultânı 3. Gıyâseddîn Keyhusrev (1264-1283)’in hizmetine girmiştir. Ertuğrul Bey, Selçuklular’ın Rûm ucunda aşîret beyliği yapmıştır. Beyliğe, Selçuklularca, kışlak olarak Söğüt, yaylak olarak da Domaniç verilmiştir. Ertuğrul bey vefat edince Söğüt’te gömüldü.
Reklam
İstanbul, Nea Roma, Konstantinopolis, Konstantiniyye, Kuşta, Bolis, Çarigrad?
“Felemenk elçi ve seyyah Ogier Ghiselin de Busbecq 16. yy’da şöyle yazmıştı: ‘Şehrin kurulduğu yere gelince, sanki doğa burayı dünyanın başkenti olmak üzere yaratmış.’ Roma İmparatoru Büyük Constantinus 330 yılında şehri başkent ilan edince, adı ‘Nea Roma’ oldu. Osmanlılar 1453’te şehri Constantinus’un siyasi ahfadı Bizanslıların elinden aldı. Türkçe konuşan kesim şehre artık Yunanca Konstantinopolis’ten (Konstantinos’un şehri) bozma ‘Konstantiniyye’ diyordu. Yerel Yahudiler ilk iki heceyi ödünç alıp şehre ‘Kuşta’ dediler. Yerel Ermeniler son iki heceyi alıp ‘Bolis’ dediler. Slavlar ise ‘Çarigrad’ (yani Çar’ın şehri) adını kullandılar.”
Osmanlılar der ki üç şey saklanamaz; Aşk,öksürük ve fakirlik.
Sayfa 272 - İletişimKitabı okudu
Kağıthane ve Lâleleri...
“Osmanlılar İstanbul’u fethettikleri zaman bu bölgede Bizanslıların bir kâğıt imalathanesi bulunuyordu. Fetihten sonra buradaki dereye Kâğıthane Deresi adı verildi ve bu imalathane uzunca bir müddet Türkler tarafından işletildi. Evliya Çelebi burayı öve öve bitirememiş ve en güzel lalelerin Kanuni devrinde Kâğıthane’de yetiştirildiğini yazar: <Kâğıthane Lalesi demekle meşhur Lâle-i Günagûn (rengarenk lale), o burada yetişir ki lâle vaktinde bunu görenin aklı perişan olur.>...”
Osmanlılar, konukseverlikleri ile tanınırdı; Avrupalı konuklarını sandalye ile ağırlamışlar ama kendileri kullanmamışlardı.
Sayfa 10 - Arkadaş Yayınevi,14. Baskı, 2018Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.