Hartmann insanlığın yaklaşmakta olduğu çağa "erkeklik çağı" diyor; fakat bu çağ onun betimlemesine göre mutlu bir durumdur, orada artık yalnızca "katıksız sıradanlık" vardır ve sanat "Berlin borsacılarının akşam seyredeceği kaba bir komedi" dir.
Ben çocukken Bakırköy'de bahçeli evlerin sıralandığı küçük bir mahallede oturuyorduk. Sokakta oynamayı severdim. Aynı yaşta bir sürü çocuk, bazen futbol ya da misket oynardık bazen de arka mahallelere meyve toplamaya giderdik. Kural şuydu: Hava kararmadan evde olunacak. Babam lokantalarda çalıştığından gece eve geç gelirdi, bu yüzden bu kural
- Bin kez iyi geceler sana!
- Bin kez beter olur gece, senin ışığın yoksa! Öğrenciler kitaplardan nasıl ayrılırlarsa, öyle gider seven sevdiğine giderken; ama okula nasıl canı sıkkın giderlerse, sevdiğinden ayrılırken öyle ayrılır seven.
...Quakerların nasıl insanlar olduğuna dair kendi fikirleri vardi: sakal uzatan ve cadı yakan tahammülsüz, sert ayrıksılar. Onları Afrikanerlerin Ingiliz versiyonu gibi düşünüyordu: aşırı inançlı, becerikli ve tepeden bakan....