HAKİKATLER ASLIYLA İSLÂM'IN...
- "Allah bir şeye OL deyince, o şey olur... Bu âyete nazaran, emir Allah'tan ve oluş kendindendir!" Yokluktan varlığa çıkış serüveni, ezeldeki takdire göre böyle... Bildirdiğimiz husus, ister mistisizm, ister şamanizm, ister mitoloji, ister fizik veya başka bir mahallî idrak mevzuu olsun, ihtiva ettiği hakikatlerin aslıyla İslâm'ın olduğunu göstermektedir: Bir formül olarak söylemek gerekirse, ister kendine isterse kâinata baksın, insan, "bilinen" karşısındadır. İslâm dışında, ister din, isterse ilim yahut varlık kisvesinde olsun, hiçbirinin "bilinen"i konuşmamaktadır. Neticede de buluşlar körün fili tarifi çerçevesinde kalmaktadır. Önce "Mutlak Fikrin Gerekliliği" davası!.."
Sayfa 104 - 105 2.Levha -Suver-i Hayâl âlemi- Holografik Şuur, İBDA YayınlarıKitabı okudu
Hakikatler akla kara gibi değildir, vicdanın ve yöntemin ölçüsü, puslu gerçeğe yaklaşmaya yardımcı olur.
Reklam
Halkı eğitmek için evvela onu tanımak, sevmek ve saymak icabeder. Bunun içinde teşkilat şart olduğu gibi, bu işe idealist, faziletli, feregatli mücahit eleman yetiştirmek lazımdır. Öyle ki diliyle ve gönlüyle halkı kucaklamasını bilen bu dava ve prensip adamları, Türklüğün kaderinde birinci derecede rol oynayacak abide insanlar serisinden olmalıdır. Nitekim tarihi hakikatleri kurcaladığımız zaman bunlardan karşımıza sayısız kahraman çıkar. Gerek Selçuklu Devletinin son nefesini alıp verdiği on üçüncü asır Anadolu'sunda büyük kütleleri içtimai ve iktisadi krizlerin çilesinden kurtaran, gerek Osmanlı Devletinin kuruluşunda, Anadolu'nun Türkleşmesine ve istila hareketlerine yardım eden, hep aynı mücahit ruhu taşıyan kahramanlar olmuştur.
Sayfa 36 - Kültür Bakanlığı/Kültür Eserleri:12Kitabı okudu
İnsanlar hakikat hakkında ileri geri konuşmaya, onu sulandırmaya çalışmaya bayılırlardı ancak, bir yerde biterdi tiyatro, saf hakikatle karşılaşınca insan, onun saflığı üstüne değil konuşmayı, düşünmeyi bile imkansız hale getirirdi ve o zaman başlardı işte tefekkür.
Orkun Abideleri Türk milleti'nin binlerce yıllık tarihi boyunca meydana getirdiği eserlerin en başta gelenleridir; dünyada başka hiçbir milletin tarihinde bu derece edebi hakikatleri bu kadar yüksek bir edebiyat diliyle ortaya koyan eser bulunmaz. Orada Türk tarihinin ve Türk milletinin özü, taşlara kazılmıştır. Öyle ki, Türk 'ün bütün tarihi kaybolsa, sadece Orkun Abideleri' ne bakarak bu milletin yüksek medeniyetini, devlet kurucu dehasını, ahlak ve faziletini, askeri kahramanlığını, devlet ve kanun anlayışını öğrenmek münkündür.
Hikâyeler, Don Quijote'nin de bildiği gibi, bir topluma kimliğini bahşeder ama bunu herhangi bir hikâye olmakla başaramazlar: Toplumun, başından geçen sayısız hadise arasından seçip biçimlendir­diği, paylaşılan, zaman ve mekâna kök salmış ama yine de akışkan ve sürekli değişen bir gerçekliğe koşut düşmelidirler. Sahtekârlıklar ya da yanlış temsiller anlamıyla kurmaca icatlar olamazlar; anlatının kelimeleriyle gerçekliğe kavuşturulabile­cek tarihi toplumsal hakikatleri keşfeden icat edilmiş kurmacalar olmalıdırlar. Kökleşmiş edebi deyimiyle, kulağa doğru gel­mek zorundadırlar.
Reklam
672 öğeden 241 ile 250 arasındakiler gösteriliyor.