İnsanlar hakikat hakkında ileri geri konuşmaya, onu sulandırmaya çalışmaya bayılırlardı ancak, bir yerde biterdi tiyatro, saf hakikatle karşılaşınca insan, onun saflığı üstüne değil konuşmayı, düşünmeyi bile imkansız hale getirirdi ve o zaman başlardı işte tefekkür.