"Neyse demem o ki her geçen gün bu fani dünyanın sonuna daha da yaklaşıyoruz."
"Sen de elinde veresiye defteriyle kapı kapı gezip alacaklarını mı topluyosun?"
"Veresiye değil, helallik defteri bu İskender."
"Helallik defteri ne be?"
"Şimdi bak sizin sayfanızı açıyorum, buraya kimin kime ne
kadar hakkı geçmiş hep not almışım. Mesela bugüne kadar 37
kere bana evin anahtarını bırakmışsınız. Bi' nevi evinizi bana
emanet etmişsiniz. Ve ben emanete hıyanet etmemişim. Göz
kulak olmuşum sizin malınıza. Sizin için mesai yapmışım
resmen. Bu da demek oluyor ki benim size tam 37 kere hakkım geçmiş."
"Erdal, kafayı mı yedin sen?"
Ne yapsın Muzaffer Bey aşk defterini, onun asla kimseye veresiye vermediği bir veresiye defteri , bir kiracı defteri ve bol miktarda banka defteri var.
..."Mahalle baskısı" denilen saçma tartışma sürerken şunu söylemiştim: "Yahu mahalle mi kaldı ki baskısı olsun." Mahalle ile beraber bakkal da göçtü. Bu elbette iyice silindi manasına gelmiyor. Bir mahallede on bakkal varsa yedisi gitti, üçü dayanmaya çabalıyor. Benim bakallara tavsiyem şudur: Veresiye defterinin hâlâ yürürlükte olduğu yerlere gidip orada dükkân açsınlar. Veresiye defteri ortadan kalmadıkça bakkal yaşar. Avm'lerle aşık atmaya kalkmasın, Başbakan'a şikayet etmesinler. Zaten Başbakan onlara şu cevabı vermiş: "Türkiye değişiyor. Bunu artık ister kabul etsinler, ister etmesinler. Gerçekler ortada ve ben küçük esnafımızın bu noktadaki şikayetlerini de biliyorum. Ama onlar da artık bu gerçeği görecekler. Ne yapacaklar? Bu sorunu sivil toplum örgütleriyle ve kendi aralarında birleşmek suretiyle (bir nevi kooperatif galiba) aşacaklar. Belki marketler, belki süper marketler halinde... Hayatın gerçeği bu. Sürekli ilerlemek durumundayız."...
Kara kuru çocuklarımızdan, artist güzelliği barındırmayan bakımsız yavrucaklardan bir kuru tebessümü, taşın taşa sunacağı alakayı esirgiyoruz. Önceden hazır ettiğimiz öfkemizi yerli yersiz onlara sunmak için hazırda tutuyoruz adeta.
Ne oldu diyorsunuz.. Hele ne oldu da yüreğin bu kadar kabardı? Meseleyi poster güzeli çocuktan buraya getirecek
Idris Kurtoğlu babasına dua ediyor
“Memur çocukları babalarının kaderini değiştiremiyor, yine memur oluyorlar.
Üç kuruş maaşa talim etmekten kurtulmaları mümkün değil.
Allah rahmet eylesin babam Kurtogli Osman'a.
Kasabada onca saygı gören kaymakam, savcı, hâkim, mal müdürü varken,
o köhne dükkânı açmış olduğu için bugün ben buradayım;