YENİDEN KENDİ ŞEHRİMDE
En uzun günüydü ömrümün
süzgün, kamaşan bir arzuyla
her yanım karmakarış
yıllar ve yıllar sonra kendi şehrimde
yeniden yazmaya başladığım şu gün...
OKUNDUĞUNDA İZ BIRAKAN HARİKA BİR AŞK HİKAYESİ DAHA....
Mutluluğun Anahtarı
Bu akşam eve geldiğimde Eşim Akşam yemeğini servis ediyordu. Elini tuttum ve ona söyleyeceğim şeyler olduğunu söyledim. Masaya oturdu ve sessizce yemeği yemeye başladı. Ve yine Gözlerinde o korkuyu gördüm.
Bir an da kasıldım ağzımı açamıyordum ama düşüncelerimi
İki arada bir derede, orada yabancı burada yabancı bu insanların gelişleri ne kadar sevinçliyse dönüşleri o kadar hüzünlü olurdu ve hepsinin özlemi baba evinde bir tas çorbaydı.
Anne-Baba ve Çocuklar
“Yeni nesillere akılcı bir terbiye verme meselesi...”
Snelman ile arkadaşları Finlandiya’yı uyandırmak için bütün ümitlerini buna
bağlamışlardı. Gençlik meselesi Snelman’ın en sevdiği bir konu ve aynı
zamanda kendisinin en hassas ve ıstırap duyduğu meselesiydi.
Snelman kimi zaman gençleri yüzlerine karşı azarlıyor
Haydut Karokep
Jarvinen konuşmasında Haydut Karokep’in hayatını hatırlattı:
-Efendiler! Bundan yirmi beş yıl önce bütün Finlandiya’yı heyecan ve
dehşet içinde bırakan Johan Karokep ismini hatırlıyor musunuz?
Karokep, bir hırsız ve hayduttu. Büyük şehirlerdeki bankaları, işyerlerini ve kiliseleri
soyardı. Hırsızlık yaparken âdeta polise
Jarvinen, Okunen ve Gulbe Nasıl Kral Oldular?
Reçel Kralı Jarvinen anlatıyor...
Ben önceleri yoksul bir sokak çocuğuydum. Şimdi ise yurdumuz için
büyük ve iyi bir güç olduğumu söyleyebilirim.
Ben bu konumumu kime borçluyum?
Tesadüfen dinlediğim bir konferansa değil mi?
Daha önce de söylemiştim. Küçük dükkânımda kurabiye ve
Ölümü gör gitme...
***
Erdoğan giderse halimiz nice olur bilemem ben. Fakat bu soruların cevabını onun ağzından duymadan giderse hakkımı helal etmem ona.
Gitme sakın… Ölümü gör daha gitme bir yere...
***
Diken yazarı Hayko Bağdat bugünkü köşesinde Erdoğan'ın 'Ben gidersem devlet yıkılır' sözlerini değerlendirdiği bir köşe yazısı kaleme
Kabahat gerçlerde değil, sizdedir.
Siz gençleri nasıl terbiye ederseniz,
onlar da öyle yetişir. Gençlere
verdiğiniz terbiye nedir? Sadece hiç!..
Anneler ev işleri ve yemek yapmakla;
babalar da memuriyet, ticaret, dükkân
veya fabrika işleriyle meşgul olurlar.
Geceleri de geç vakitlere kadar
zamanlarını kahvehane ve kulüplerde
oturarak ve
"Bir ailenin hayatı ne kadar kötü gitse,gene de ana baba insana düşman,yabancı olmaz.Yılda bir olsun sevgi gösterirler.Hiç olmazsa o zamanlar bir yuvan olduğunu anlarsın."
Sayfa 102 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu