Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Huzurevleri ve bir de çocuk esirgeme yurtları,hakkı kuvvete veren,bu yüzden de kuvvetsizleri veya kuvvetten düşenleri horlayan bir medeniyetin icatlarıdır.”
Sayfa 31 - İz yayıncılıkKitabı okudu
“insan bir ülkenin yurttaşı olduğu kadar, bir düşüncenin de yurttaşıdır”
Reklam
Hazır medeniyeti aşmak
-görebildiğim kadarıyla bir beldede huzurevleri inşasına başlamışsa o belde de huzur ortadan çekilir hale gelmiş demektir. Huzurevleri ve bir de çocuk esirgeme yurtları, hakkı kuvvete veren, bu yüzden de kuvvetsizleri veya kuvvetten düşenleri horlayan bir medeniyetin icatlarıdır. İnsanlar şu asrı enaniyet'te yalnız kendi nefisleri ve kendi menfaatleri için çırpınırken çocuklarda ayak bağı olarak gözükür yaşlılar da...
Sayfa 31 - Nesil yayınları, 7.baskıKitabı okudu
Ancak, görebildiğim kadarıyla, bir beldede huzurevleri inşasına başlanmışsa, o beldede huzur ortadan çekilir hale gelmiş demektir. Huzurevleri ve bir de çocuk esirgeme yurtları, hakkı kuvvete veren, bu yüzden de kuvvetsizleri veya kuvvetten düşenleri horlayan bir medeniyetin icatlarıdır. İnsanlar îşu asr-i enaniyet'te yalnız kendi nefisleri ve kendi menfaatleri için çırpınırken, çocuklar da ayakbağı olarak gözükür, yaşlılar da...
ÖNSÖZ Tarihi kaynaklara, yazma halde bulunan eserlere ulaşarak, birincil kaynaklardan araştırma yapmak birçok bilim dalında, özellikle de o bilim dallarının tarihleri bağlamında kaçınılmazdır. İslam kültür ve yazınıyla bir şekilde ilgili bulunan bütün dallarda ve tabi ki tasavvuf ve tarihi alanında bu zorunluluk kendisini daha çok hissettirir. Bu
Sayfa 5 - Ankara Kalem Neşriyat - 1. Baskı, Ankara 2021Kitabı okuyacak
Herkesin doğduğu bir yer vardır: Bir hastane , bir ev , bir köy, bir kasaba , bir şehir, bir ülke ve bir dünya . Bunların içinde büyümüştü Suphi . Bir köy evinde doğmuş, bir başkentte büyümüş, çeyrek yüzyılı aşkın bir zaman önce kurulmuş bir Cumhuriyetin yurttaşı olarak Berlin e okumaya gelmişti. Hayat hikayesi Hozat ta başlamıştı ama kim bilir nerede son bulacaktı ?
Sayfa 194 - SüphanKitabı okudu
Reklam
9 ağustos 1928de Mustafa Kemal'in dedikleridir.
Türk harflerini her yurttaşa; köylüye, çobana, hamala, sandalcıya, kadınlara, erkeklere öğretiniz. Bunu, yurtseverlik ve ulusseverlik ödevi biliniz. Bu ödevi yaparken; bir ulusun, bir toplumun yüzde yirmisi okuma yazma bilir, yüzde sekseni bilmezse bunun ayıp olduğunu düşününüz. Bundan, insan olarak utanmak gerekir. Bu ulus, utanmak için yaratılmış bir ulus değildir. Tarihi övünçlerle dolu, övünmek için yaratılmış bir ulustur.
Sayfa 208 - S.N. Özerdim, Yazı Devriminin Öyküsü, Cumhuriyet Kitap, 1998, s. 15Kitabı okudu
Acı ama gerçek
Zeki Alasya ile Metin Akpınar ise çareyi Elmadağ'da bir salon elden geçirmekte buldular ve 1990-1991 sezonu burada, Kandemir Konduk'un Şunu Buna Dokunduk oyunuyla açıldı. Yine kapalı gişeydi, yine aylar öncesinden satılıyordu biletler. Üstelik bu oyunla ilk kez yurtdışı turnesine çıkıp Almanya, Avusturya, Belçika ve Hollanda'da oynadılar. Ama yurtta kötü bir haber bekliyordu onlar. "Tiyatronun yanında benzin istasyonu var, güvenli değil," ihbarı yapılmıştı belediyeye. Bu durumda sizce hangisi kapatılır? Cevab yaşadığınız ülkenin medeniyet seviyesinin işaretidir! 11 Mayıs 1991 günü Şişli Belediyesi'nin zabıta ekipleri tiyatroyu can güvenliği olmadığı gerekçesiyle kapadı. Üstelik o dönemin Şişli Belediye Başkanı bir sinemacı, Fatma Girik'ti.
Sayfa 114 - MundiKitabı okudu
Ey yurttaşım! Senin boynuna geçirilmek istenen esaret halkası ne bir gem, ne bir tasmadır. Boyunduruk altında olduğun hâlde, sen üşürken düşman ocakları için sana odunlar, sen açken düşman sofraları için sana buğdaylar taşıtacaklar. Gençleri kanda, tazeleri gözyaşında boğmak istiyorlar. Asırlardır, dinin, milletin aşkına başına yağan, sonu gelmez bir beladır... Yurdun nihayetsiz bir Kerbelâ'dır... Memleketin, içinde cenaze namazı kılınan, cenaze duası okunan bir mabet hâlini aldı. Ne yoncan, ne yongan kaldı. Bir Allah'ın, bir de Muhammed'in kaldı.
Sayfa 13 - Palet Yayınları
AYDINLANMANIN ROMANI  "Genç Werther'in Acıları" Üzerine Birkaç Düşünce Goethe, 28 Ağustos 1999 günü 250 yaşında olurken, onun dünya çapındaki erken ününün ilk temel taşı olan "Genç Werther'in Acıları" romanının ilk basımının üzerinden de tam 225 yıl geçmiş bulunuyor. Goethe, romanını 1774 yılının Şubat-Mayıs ayları arasında
40 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.