Millî hayatımızdaki iyi, kötü bütün dönüm noktalarını bilmek, bütün fertlerin ortaklasa sevineceği, üzüleceği tarihlere malik olmak, manevî yapısı kuvvetli bir millet olmanın ilk şartlarından biridir. İskender'i, Sezar'ı, Arslan Yürekli Risar'ı, Deli Petro'yu, Napoleon'u ezberleyen Türk gençlerinin bu devletin nasıl kahramanlıklarla kurulduğunu, Çağrı Beğ adındaki destanı kahramanın neler yaptığını, Doğu Roma İmparatorluğu ile göğüs göğse yapılan korkunç savaşların Türk başbuğları olan Kutalmış, İbrahim İnal, Yakutu Resul Tegin, Buka, Anasıoğlu, Hasan Artuk, Afşin ve başkaları gibi ölmezleri bilmemesi hazin olduğu kadar da ayıptır. Bunlar lise ve ortaokulda değil, daha ilkokulda bellenecek şeylerdir. Bunları öğrenelim ve hatırlayalım. Yalnız ümidimizin zayıfladığı anlarda değil, her zaman aklımızda tutalım, gönlümüzde saklayalım.
"Hocam, İbrahim ellerinizden öper, eti sizin kemiği benim" demişti. Bunun üzerine öğretmenin yüzünden, kuzey denizlerine özgü soğuk bir rüzgar geçivermişti bir an; belirgin bir kızgınlıkla, "Hasan Bey, biz Cumhuriyet öğretmenleri, eskinin eli sopalı Osmanlı hocaları değiliz. Çocukların etleriyle uğraşmayız, kafalarını geliştirmeye çalışırız" demişti.
Reklam
Ey gece! Gökyüzüne bağlı dünyamda İsterdim ki Yakarışlarla anılsın adın. Yüreği nefes nefes ağartan Acıları Nemrut ateşlerine Sabrı bazen Yusuf Bazen İbrahim güzelliğine bürüyen Temiz sözcüklerle, Gözyaşlarıyla Anılsın adın Öyle isterdim ki...
Sayfa 50
Ateşin yakamadığı tek şey Allah aşkıdır. Hazreti İbrahim aşkla dolu olduğu için,ateş onu yakamadı . Aşk ateşi söndürür
Sayfa 114Kitabı okudu
"Onlardan biri işte. Kim olduğu fark etmez. Hepsi aynıdır, başka başka adlar altında hepsi aynı bokun soyudur. Mahmut, Hasan, Fevzi, Sabri, İbrahim, Avden, Beyumi."
Sayfa 59 - PdfKitabı okudu
- Zaferinizle İstanbul'da bayram ediliyor; ama siz burada üzüntüye gömülmüş vaziyettesiniz. Nedir bu haliniz? + Ah Faizi Efendiciğim! Kanije'de yaptığımız küçük bir hizmete karşılık bize vezirlik vermişler ve Padişah fermanı göndermişler. Hâlbuki Kanuni Sultan Süleyman, İbrahim Paşa'yı tam yetkili olarak mutlak vekilliğe atadığı zaman bile bu işi menşur* ile yapmıştı. Rahmetli Piyale Paşa, Cerbe Deniz Savaşı'nda Hristiyan dünyasının donanmasını yendiği, Sakız Adası'nı fethettiği halde Padişah Hazretleri vezaret rütbesini ona çok görmüştü. Ama mükâfatlandırmak da istiyordu. Mükafat olarak cennet mekan Kanunî, Piyale Paşa'yı, oğlu Sultan Selim'in kızı Gevher Hatun'la evlendirdi. Faizi kaşlarını çattı. - Torununu yaşlı-başlı bir paşa ile evlendirdiğine göre, devletin rütbesi ondan daha değerliymiş. + Elbette Faizi Efendi; bir padişah, bir halife devletin mevkilerini torunundan aziz bilmese, o devlet ne hale gelir? *Vezir, Beylerbeyi gibi yüksek görevlilerin atanmalarını bildiren resmi yazı. Tiryaki Hasan Paşa'ya Vezaret Rütbesi verildiği, hatt-ı hümâyunla bildirildi. Menşurun, nişancı veya Reisülküttap tarafından kaleme alınmasına karşılık, hatt-ı hümâyun Padişah makamı tarafından yazılmakta idi.
Sayfa 222 - Tiryaki Hasan Paşa ve Faizi EfendiKitabı okudu
Reklam
937 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.