"Hocam, İbrahim ellerinizden öper, eti sizin kemiği benim" demişti. Bunun üzerine öğretmenin yüzünden, kuzey denizlerine özgü soğuk bir rüzgar geçivermişti bir an; belirgin bir kızgınlıkla, "Hasan Bey, biz Cumhuriyet öğretmenleri, eskinin eli sopalı Osmanlı hocaları değiliz. Çocukların etleriyle uğraşmayız, kafalarını geliştirmeye çalışırız" demişti.