“Gerçekten insan, pek hırslı (tatmini zor) yaratılmıştır” (Meâric, 19)
Bu nedenle de, mütemadiyen dengelenmesi gereken bir “sır varlık”, Ya da, sırlan açımlandıkça, paradoksal bir şekilde, esran ve meçhüliyeti artan “yaratılış zirvesi”... Çünkü bu fıtri özelliği sebebiyle, kendisine üzücü ya da sevindirici bir şey isabet ettiğinde, benine hakim olamaz, ya çılgınca bir sevinç ya da derin bir üzüntü hali yaşar... Serinkanlı ve ölçülü bir tavır içine girmektense, derhal duyguları ve hislerine tutunur da, onların yönlendirmesine kendisini bırakıverir!...37 Yerinde duramayan, sabırsızlıklar tatminsizlikler kulesi ve “sıkıntılı” bir profil...39
Ibnu'i-Cevzi'nin, hakkında, 1) “Ceza“, çok sabırsız ve “menü”, çok men edici; 2) kendisine helal olmayan şeylere karşı haris; 3) cimri (elbahil ); 4) aşırı ve haset dolu cimri (eş-şehih); 5) aç gözlü ve muhteris, düşkün (eş-şerihu); 6) canı hep sıkkın, dar, hafakanlı (ed-dacür) ve, 7) aşırı tahammülsüz, tezcanlı... biçiminde yedi maddede açıkladığı?” “el helü*“ terimi, insanın objektif aleme dönük iç düzeni ile kapasitelerinin hangi satıh üzerinde yer aldığını gösterir... Zecri ve ızdırari bir keyfiyet gibi değil, ama muhtelif görüntüler içindeki etkinliği, insanın irade, ter cih ve hükmetme kudretine bırakılmış serbest ve beyaz bir alan...