Kitap iki bölümden oluşuyor. Evvel Zaman olan bölüm yazar, Hasan Başdemir'in babasına ait hatıralarının öyküleri yer alıyor. Bu bölüm o kadar samimi ve açık ki sanki anlatılan anılar sizden bir parça gibi. 1990'lı yıllarda çocuk olan yazar babasını kaybedişine kadar yaşadığı hatıraları kaleme almış. Sekiz yaşına kadar olan bu süreç, gözlerimizi kapatıp, o yıllara dönmemize sebep olacak kadar içten ve samimi yazılmış...
Nuri Usta (yazarın babası) ekmeğini küçük hırdavat dükkanından kazanıp, komşu esnaflar ile olan muhabbetini, demlenen ve hiç eksik olmayan çayın tadını, oğluna cebinde sakladığı Tadelle çikolatayı ama en çokta oğluna olan sevgisini okurken çok duygulandım...
Yazarın dediği gibi;
Umarım babanız sağdır ve çocukken ona bolca sarılmışsınızdır... Sağ olan babalarınıza lütfen benim de hürmetlerimi iletin...
Kaç yaşında olursanız olun, babamız öldüğünde çocuk olduğumuzu anlıyoruz...
Olur ki
Bu bölüm ise on kısa öyküden oluşuyor. İnsanların güncel hayatta yaşadığı zorlukları, ayrılıkları, kayıpları, sevinç ve mutlu oldukları kısacık anlar anlatıyor...
Hepsi birbirinden güzel olan bu bölümde öykülerin yanı sıra şiirlere de yer vermiş yazar...
Otogarlar adlı bölümde yer alan bir cümle ise, insan ruhunun huzura olan ihtiyacını çok güzel özetlemiş...
"Var mı usta huzura bir biletin?"
İçinizi ısıtacak, duygulandıracak güzel bir eser...Keyifli okumalar dilerim...