Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
50 syf.
10/10 puan verdi
Mecburiyet insana her şeyi yaptırır.
Kısacık bir kitabın etkisi bu kadar mı büyük olur. Hayran kalmamak mümkün değil. İşte yetenek bu!
Bir şeye mecbur kaldınız mı?
Önce şunu soralım kendimize 'mecburiyet' nedir diye.
Mecburiyet: zorunluluk, zora tutulma gibi anlama gelir. Kitabın asıl kahramanı olan Ferdinand için 'zora tutulma' söz konusudur.
Şimdi bu konuya
yalandan incelemeler / XVIII
Dupduru çok güzel ve temiz bir Türkçeyle kaleme alınmış bir çırpıda okuyup bitirebileceğiniz yeri geldi mi(hatta çok) üzüleceğiniz ve bazen de dostluğu samimiyeti o sıcacık arkadaşlığı görüp gülümseyeceğiniz bir eser.
Öncelikle Gizem Hocamızın eline kalemine yüreğine sağlık. Gerçekten çok güzel bir eser ve kurgu kaleme almış. Okudukça sayfaların arasında kaybolduğumu ve hüzünlendiğimi fark ettim. Hatta çok hüzünlendim. O yüzden depresif bir zamanda okumanızı istemem. Sonra elinizde peçete ile gezmenizi istemeyiz :) ve her şey aslında görüldüğü gibi değil. Eserden çıkarmam gereken derste bu oldu. Hayatta tek başına kalan karakterin bundan sonraki seçimlerinde kendisini bekleyen nedir? Ve siz doğmamışken sizin kaderinizin çoktan belirlenmesi yaşadığınız hayatın zorunluluğu tüm mücadelenizin geçmişten kaçmak mı? Yoksa bir şekilde insan ona tutulur mu? Bana öyle geldi. Kaçışın olmadığı tutulma.
Ve bir şey vardı o hoşuma gitmedi. Kitapta olaylar çok çok hızlı şekilde gelişiyor. Selam verdiğimiz iki dakika sonra ölüyor :) Karakterleri tanımaya yani onlarla bir bütün olmaya ya da hikayenin tam olarak içine girmeye vaktimiz olmuyor. Hep dışarıdan bakan ve evet dışarıdan üzülen biri olarak kalıyoruz. Hani içine dahil oluyorsakta o da Alaz'ın yanında dahil oluyoruz...
Alaz'ın çocukluğuda gençliğide yaşamıda tüm olaylar bir çırpıda oldu bittiye geliyor. Bu arada Alaz çok sinir bozucu bir tip :) Ne istediğinden emin olamaması ve eylemlerin altındaki nedenleri göremeyip kendi kendine tribe girmesi sinirimi bozdu.( bu da yazarım kaleminin ne denli güçlü olduğunu gösterir)
Yüzünde Bir Yer, birden fazla bakış açısıyla bakılmaya açık bir eser. Bu, elbette ki bütün eserler için geçerli bir kuraldır. Bırakın kitapları, dünya için de böyle değil midir? Dünya bizim gördüğümüz kadar vardır. Üstüne üstlük, bu görme 'açısındaki' anlam yükleme işi de yine kişiden kişiye değişebilir bir olgudur. Fakat, Yüzünde Bir Yer'de bu
281 syf.
10/10 puan verdi
Cinsel Devrim: Özgürleştirmeyen Özgürlükler
Yaşadığımız dünya bir engellenmeler dünyasıdır. Toplulukla beraber olabilmek için ölene kadar arzu, istek ve fikirlerimizi kısıtlama/gizleme yoluyla yaşarız. Toplum, en küçük birim olan aileden başlayarak "yusyuvarlak bir boşluğa sığabilmek için köşelerimizi törpüleyebilmek" adına çeşitli yöntemler geliştirmiştir. Bütünden kopulmaması
"SONSUZA DEK SEVDİKLERİNİZ
SONSUZA DEK SİZİNDİR."
BİR SELİN VARDI VE BENİM İÇİN HEP VAR OLACAK.
Bir kitabı okumak acı verir mi insana? Evet verir hem de öyle acı verir ki...
Yüreğiniz bir annenin evladını adım adım kaybetmesini kaldırabilecekse okuyabilirsiniz. Benim okuma sebebim biraz daha farklıydı. Bazı şeyleri biraz daha iyi
Seattle bir dizi gizemli cinayetle çalkalanırken ve hain bir vampir intikam peşinde koşarken, Bella yine kendisini tehlikenin tam ortasında bulur. Bütün bunların arasında, bir de Edward'a duyduğu aşk ve Jacon'la olan arkadaşlığı arasında seçim yapmak zorunda kalır. Vereceği, kararın, vampirler ve kurt adamlar arasında yıllardır süregelen
