Fantastik bir dünya, cadılar, lanetler, sırlar, ihanetler ve aşk. Seriyi keyifle okuyorum. İlk kitapta Willow'un olaylı akademiye gelişini, Gray'e aşık olmasını, sırların yavaş yavaş ortaya çıkışını okumuştuk. Ve Cadılar Meclisi öyle bir sonla bitmişti ki şok olmuştum. Lanetli yine bir solukta okundu.
Willow öğrendiklerinden sonra Gray'e olan güveni sarsılmıştı. Onun gerçek kimliği sadece Willow'u değil benide şok etti. Gray'ın aşkı, sevgisi, korumacılığı ne kadar yoğunsa Willow için işler bir o kadar karışıktı. Üst Meclis'in yok olmasıyla ortalık karışmış, geriye kalan üyerlere kendini kanıtlamak zorundadır. Kendi gücünün farkına vardıkça o tahta oturması gereken tek kişinin kemdisi olduğunu kabullenir.
Gray ise Willow'u her an yanında tutmak istiyor, onunla yıllardır özlemini duydu yuvayı kurmak istiyordur. Fakat Willow ona güvenmezken bu iş biraz zordur bir de etraflarında onları ayırmaya hatta hayatlarına son vermeye çalışanlar varken işler bayağı karışıyor. Beklenmedik ihanetler ise ikisinin de fazlasıyla etkiliyor.
Birinci kitap ne kadar güzelse bu kitap inun da üstündeydi. Entrika, kaos, ihanet, kim dost kim düşman derken kitabı ne zaman bitirdiğimi anlamadım .Gray ve "Küçük Cadısı", akademi, yeni giren karakteriyle yine çok güzel bir kitap okudum. Size seri hakkında birçok şey söyleyebilirim ama siz okuyun pişman olmazsınız.